En Son Eklenen Konular
hizmetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hizmetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SGK Genel Sağlık Hizmetinden Faydalanma Şartları

Written By Muhasebe37 on 5 Nisan 2013 Cuma | 08:56

Eski SSK yasasına göre çalışanların kendisinin 90 gün ssk günü, bakmakla yükümlü oldukları eş-çocukları için 120 gün ssk gününü tamamlaması şartıyla sağlık hizmetlerinden yararlanılmaktayken, yeni 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu ile bu süre her ikisi içinde   30 güne inmiştir.

SGK.lı  çalışanın ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık hizmeti ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için :

  1- İlk defa işe girenler için 30 gün prim sayısını tamamlaması,
  2- Tekrar SGK kapsamında sigortalı çalışmaya başlayanlar,  başladığı tarihten önceki son 1 yıl içerisinde toplam 30 gün Genel Sağlık Sigortası prim gün sayısının olması gerekmektedir. SGK’lı çalışarak işten ayrılmış olan sigortalı 1 yıl içerisinde tekrar SSK’lı çalışmaya başlaması halinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için ikinci defa işe başlayacağı tarihten itibaren 30 günlük süre aranmaz çünkü 1 yıl önceki sigortalılık süresi içerisinde 30 günlük sigorta primi ödenmiş olması yeterlidir. Ancak uygulamada bu gibi durumda olan sigortalıların sağlık sunucularına gitmeden önce çalıştığı işyerinin Muhasebe birimine giderek  internet üzerinden tekrar işe giriş tarihini ve viziteye çıkış tarihine kadar geçen gün sayısını Sigortalı hesap fişini ile SGK gönderilmesini istemeleri gerekmektedir.

Basit Usul’e Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışanların Durumu

Written By Muhasebe37 on 7 Şubat 2013 Perşembe | 16:40



Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kendi işyerlerinde bilfiil çalışmaları veya bulunmaları şarttır. Ancak, bu mükelleflerin işlerinde yardımcı işçi çalıştırmaları veya çırak kullanmaları bu şartı bozmayacaktır.



Nitekim 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 47.Maddesi 1.bendinde “Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.)“ denilerek Basit Usule tabi mükelleflerin yanında işçi çalıştırabilecekleri ve bununda Basit Usul şartlarını bozmayacağı anlaşılmaktadır.

507 sayılı Esnaf Sanatkarlar Kanunu “Madde 2 - İster gezici olsun, ister bir dükkanda veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar, ticareti sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icabettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyle ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmiyen, aynı niteliğe (Sermaye unsuru olsun, olmasın) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle, bunların yanlarında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin birinci maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir.” denilmek sureti ile, Basit Usule Tabi Mükellefler‘in yanında çalışanların da esnaf kabul edilerek; Esnaf ve Sanatkarlar Odası‘na kayıt yaptırmaları, Sosyal Güvenlik Kanunu açısından da 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na (Bağ-Kur) tabi olmaları gerekmekteydi. www.muhasebenet.net 

Hizmet Birleştirmesinde 18 Yaş Altında Geçen Çalışma Süreleri

Written By Muhasebe37 on 1 Haziran 2012 Cuma | 09:38


I- GİRİŞ
Farklı statülerde çalışması bulunan sigortalıların bu çalışma süreleri birleştirilmek suretiyle emeklilik için geçerli çalışma sürelerinden sayılmaktadır. Hizmet birleştirmelerinde ve bu kapsamda 18 yaşın altında geçen hizmetlerin birleştirilmesinde ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başından önce ve sonra sigortalı olanların tabi oldukları mevzuat farklılık arz etmektedir. Farklı sigortalılık statülerinde çalışması olanlardan 2008 yılı Ekim ayı başından önce sigortalılığı bulunanlar hakkında 5754 sayılı Kanun’la([1]) yürürlükten kaldırılan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun uyarınca, ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başından sonra sigortalı olanlar hakkında ise 5510 sayılı Kanun’a göre işlem yapılacaktır.
Bu makalede farklı sigortalılık hallerine göre çalışanların sigortalıklarının başladığı tarihe göre 18 yaşın altında geçen sürelerinin tabi oldukları mevzuatlarına göre emeklilik açısından nasıl dikkate alınacağı konusu açıklanacaktır. 
II- 2008 YILI EKİM AYI BAŞINDAN ÖNCE SİGORTALILIĞI BULUNANLARIN HİZMET BİRLEŞTİRMESİNDE 18 YAŞ ALTI HİZMETLER
Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 sayılı Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2. Maddesi;
Bu Kanun;
a) T.C. Emekli Sandığı’na,
b) Sosyal Sigortalar Kurumu’na,
c) Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu’na,
d) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesine göre kurulan emekli sandıklarına,
tabi çeşitli hizmet süreleri bulunanların emeklilik, malullük, yaşlılık ve ölümleri halinde kendilerine ve hak sahiplerine sağlanacak hakları kapsar.”,
“Hizmet sürelerinin birleştirilmesi” başlıklı 4. maddesi;
Kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.
Ancak, hizmet süreleri toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
ve “Sigortalılık süresinin başlangıcı” başlıklı 6. maddesi ise;
“Kurumlardan herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, sigortalılık süresinin başlama tarihidir.
Şu kadar ki; emeklilik veya yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinde, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na 1425 sayılı Kanun’la eklenen ek 7. madde kapsamına girenler hariç, 18 yaşından önce kurumlardan herhangi birine sigortalı olanların sigortalılık sürelerinin başlama tarihi, 18 yaşını doldurdukları tarih kabul edilir.”

Sigortalının Üvey Ana Babası Sağlık Yardımlarından Yararlanabilir mi?

Written By Muhasebe37 on 23 Mayıs 2012 Çarşamba | 10:57



I- GİRİŞ
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 3. maddesinde ve Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliği’ne göre sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 5510 sayılı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinin yani harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, SGK tarafından belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar ile vatansızlar ve sığınmacı olarak kabul edilen kişiler dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
1- Eşini,
2- 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 05.06.1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanun’a göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,
3- Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı, her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babasını
kapsamaktadır.
II- EŞİN ERKEK VEYA KADIN OLUŞU FARKLI DURUM YARATIR MI?
Sigortalı erkeğin veya kadının sigortalı olmayan eşinin isteğe bağlı prim ödememesi ve kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almaması halinde eşinden dolayı sağlık yardımlarından faydalandırılması gerekmektedir.
III- SİGORTALININ GEÇİNDİRMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU ÇOCUKLARI NASIL BELİRLENİR?
Sigortalının 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 05.06.1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi hâlinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi hâlinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın 5510 sayılı Kanun’a göre malul olduğu tespit edilen fakat evli olmayan çocukları ile sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocuklarda yukarıda belirtilen yaş sınırları göz önünde tutulmak suretiyle sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu çocukları kapsamına alınması gerekmektedir.

Ücret alınmayan sağlık hizmetleri

Written By Muhasebe37 on 19 Nisan 2012 Perşembe | 09:57


Sağlık hizmetlerinin sunumu ve ücreti bir toplumda yaşayan herkesi bir şekilde ilgilendiriyor. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin sunumunun önemi artıyor. Bazı sağlık hizmetlerinin verilmesinden dolayı sağlık hizmeti verilen hastalardan ek bir ücret alınmıyor. Ek ücret alınmayan sağlık hizmetleri şunlardır:
- Acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri, 
- Yoğun bakım hizmetleri, 
- Yanık tedavisi hizmetleri, 
- Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri), 
- Yenidoğana verilen sağlık hizmetleri, 
- Organ, doku ve kök hücre nakilleri, 
- Doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık hizmetleri, 
- Diyaliz tedavileri, 
- Kardiyovasküler cerrahi işlemleri, 
Yukarıda belirtilen sağlık hizmetlerine bağlıı olarak verien otelcilik hizmetlerindende ilave ücret alınmıyor. İlave ücret alınmayan acil hallerin neler olduğu çoğu zaman karıştırılıyor. Acil hallerin neler olduğunu açıklamakta fayda var. Acil hal; ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlar ile acele olarak tıbbi müdahale yapılmadığı yada başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde hayatın veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlardır. Bu tanım kapsamına giren sağlık hizmetleri acil sağlık hizmeti olarak kabul ediliyor.
Okur sorularına cevaplar

İŞTEN AYRILANA İHBAR TAZMİNATI VAR MI?
Soru:
10 yıldan beri devlet işinde çalışıp işten ayrıldıktan sonra rapor alan işçi çalışmış olduğu sürelerin ihbar tazminatını alır mı? O.Kızılkaya

Cevap: Sayın Kızılkaya, işten ayrılan işçi hangi nedenden dolayı ayrılırsa ayrılsın ihbar tazminatı alamaz. İşten ayrıldıktan sonra rapor almış olmanızın ihbar tazminatına hak kazanmanıza bir etkisi bulunmuyor.
Facebook -

Twitter -