En Son Eklenen Konular
ticari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ticari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
09:29
Yeni Türk Ticaret Kanununda Ticari Defterler
Written By Muhasebe37 on 21 Mart 2013 Perşembe | 09:29
Ticari Defterler
A) Defter tutma ve envanter
I – Defter tutma yükümlülüğü
Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.
(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
(3) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılır. Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.
09:28
Genel ilke olarak ‘Her tacir ticari defterleri tutmak ve defterinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri’ Türk Ticaret Kanunu’na göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Bu bağlamda ‘defterler üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulacak.’ Dolayısıyla ‘işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.’ (TTK Md. 64, f.1)
Defter tutmakla yükümlü bulunan gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken ‘Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları’na, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak’ zorundadırlar. (TTK Md. 88, f.1)
Buna göre gerçek ve tüzel kişilerin ticari defterlerinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ticaret şirketlerinin finansal tabloları ile konsolide hesaplarının, hatta gereğinde esnafın Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun kayıt tutması koşulu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 68’inci maddesi gereği olarak ‘Tacir, ticari faaliyet döneminin başında ve her faaliyet döneminin sonunda varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yıl sonu finansal tablolarına, yıl sonu bilançosuna ilişkin hükümler uygulanacak.’
TTK’ya Göre Ticari Defterler
Written By Muhasebe37 on 3 Kasım 2012 Cumartesi | 09:28
Türk Ticari Kanunu’nun ‘Ticari İşletme’ başlıklı birinci kitabının beşinci kısmı (Md. 64-88) ‘Ticari Defterler’le ilgili hükümleri içermektedir.
Genel ilke olarak ‘Her tacir ticari defterleri tutmak ve defterinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri’ Türk Ticaret Kanunu’na göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Bu bağlamda ‘defterler üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulacak.’ Dolayısıyla ‘işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.’ (TTK Md. 64, f.1)
Defter tutmakla yükümlü bulunan gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken ‘Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları’na, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak’ zorundadırlar. (TTK Md. 88, f.1)
Buna göre gerçek ve tüzel kişilerin ticari defterlerinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ticaret şirketlerinin finansal tabloları ile konsolide hesaplarının, hatta gereğinde esnafın Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun kayıt tutması koşulu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 68’inci maddesi gereği olarak ‘Tacir, ticari faaliyet döneminin başında ve her faaliyet döneminin sonunda varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yıl sonu finansal tablolarına, yıl sonu bilançosuna ilişkin hükümler uygulanacak.’
Etiketler:
defter,
ticari,
TTK,
Veysi SEVİĞ,
yeni
11:46
Başlığa okuduktan sonra sanmayın ki size kaybınızı nasıl telafi edeceğinizi söyleyeceğiz. O kısmını avukatlarınızla halledeceksiniz. Değinmek istediğimiz konu, dolandırıcılık faaliyetine maruz kalmanız halinde vergi mevzuatı çerçevesinde yapılması gereken işlemler.
Dolandırıcılık nedir?
Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 157'nci maddesinde düzenlenmiştir. Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak dolandırıcılıktır.
Müşteriyle, ya da daha doğrusu müşteri sandığınız kişiyle anlaştınız; faturayı kestiniz; bildirilen adrese malları gönderdiniz. Baktınız para falan geldiği yok, müşteriyle iletişime geçtiniz ve öğrendiniz ki, sizden malları alan kişiyle bu kişinin hiçbir ilgisi yok. Alacaklınız aslında size borçlu değil!
Dolandırıcılığın elbette binbir çeşit yolu var. Biz biraz da olayın mantığını basit bir şekilde izah edebilmek için, ana çerçeveyi oluşturuyoruz. Sunduğumuz çerçevede, karşınızda nihai alıcı sandığınız gerçek bir mükellef var. Fakat sizinle temas kuran ya da bir şekilde araya giren dolandırıcı, bu kişinin haberi olmadan teslimin kendisine yapılmasını sağlıyor. Siz müşteri sandığınız kişinin teslimattan haberi olmadığını dolandırıldığınızı fark ettiğinizde anlıyorsunuz.
Yapılan işlem ticari mi?
Ticari faaliyetin tanımı vergi kanunlarında yapılmamıştır. Vergi mevzuatında ayrıca tanımlanmadığı için ticari faaliyetin kapsamının tayininde ilgili kanunun, yani Türk Ticaret Kanunu'nun esas alınması gerekmektedir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, TTK'da ticari olarak kabul edilmeyen bir faaliyet, vergi kanunları açısından da ticari faaliyet kapsamında olmayacaktır.
Müşteriniz Dolandırıcı Çıkarsa?
Written By Muhasebe37 on 21 Mayıs 2012 Pazartesi | 11:46
Başlığa okuduktan sonra sanmayın ki size kaybınızı nasıl telafi edeceğinizi söyleyeceğiz. O kısmını avukatlarınızla halledeceksiniz. Değinmek istediğimiz konu, dolandırıcılık faaliyetine maruz kalmanız halinde vergi mevzuatı çerçevesinde yapılması gereken işlemler.
Dolandırıcılık nedir?
Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 157'nci maddesinde düzenlenmiştir. Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak dolandırıcılıktır.
Müşteriyle, ya da daha doğrusu müşteri sandığınız kişiyle anlaştınız; faturayı kestiniz; bildirilen adrese malları gönderdiniz. Baktınız para falan geldiği yok, müşteriyle iletişime geçtiniz ve öğrendiniz ki, sizden malları alan kişiyle bu kişinin hiçbir ilgisi yok. Alacaklınız aslında size borçlu değil!
Dolandırıcılığın elbette binbir çeşit yolu var. Biz biraz da olayın mantığını basit bir şekilde izah edebilmek için, ana çerçeveyi oluşturuyoruz. Sunduğumuz çerçevede, karşınızda nihai alıcı sandığınız gerçek bir mükellef var. Fakat sizinle temas kuran ya da bir şekilde araya giren dolandırıcı, bu kişinin haberi olmadan teslimin kendisine yapılmasını sağlıyor. Siz müşteri sandığınız kişinin teslimattan haberi olmadığını dolandırıldığınızı fark ettiğinizde anlıyorsunuz.
Yapılan işlem ticari mi?
Ticari faaliyetin tanımı vergi kanunlarında yapılmamıştır. Vergi mevzuatında ayrıca tanımlanmadığı için ticari faaliyetin kapsamının tayininde ilgili kanunun, yani Türk Ticaret Kanunu'nun esas alınması gerekmektedir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, TTK'da ticari olarak kabul edilmeyen bir faaliyet, vergi kanunları açısından da ticari faaliyet kapsamında olmayacaktır.