En Son Eklenen Konular
yeni etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeni etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yeni TTK'na Göre Ticari Belgelerde 1 Ocak 2014 Tarihinden itibaren Yer Alması Gereken Zorunlu Bilgiler

Written By Muhasebe37 on 23 Kasım 2013 Cumartesi | 12:02

01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile ticari hayata ilişkin birçok düzenleme yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerden biriside ticari işlemlere konu evrakların usul ve esasları ile şekil şartlarının yeniden belirlenmesidir. Bilindiği üzere; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (T.T.K.) 39’uncu maddesi 2 fıkrasında aşağıda yer aldığı şekli ile;

“…Tacirin işletmesiyle ilgili olarak düzenlediği ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise tescil edilen internet sitesinin adresi de gösterilir” düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı kanunun yürürlük maddesinin 5. fıkrasında “39’uncu maddenin ikinci fıkrasının ikinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe girer” şeklinde hüküm yer almaktadır.

Yine 213 Sayılı VUK’ nun faturanın Şekli Başlıklı 230 madde ve faturanın nizamı başlıklı 231 maddesinde de benzer hükümler yer almaktadır.

Buna göre, 01.01.2014 tarihinden itibaren ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde (fatura, gider pusulası, irsaliye, bilet, dekont, tahsilât ve tediye makbuzları, v.b. belgeler)
  • Ticaret Unvanı
  • Sermayesi
  • Şirketin/İşletmenin Merkezi varsa Şube adresleri
  • Vergi Dairesi vergi Numarası
  • Ticaret Sicili Adresi ve Numarası
  • Bağlı Olduğu Oda Kayıt/Üye No
  • Varsa İnternet Sitesi Adresi (Kapsamında olanlar zorunlu )
  • İletişim bilgileri Telefon ve Faks bilgileri
  • e-posta adresi
Bilgilerinin yer alması/bulunması zorunlu olacaktır.

İnternet sitesi kurma zorunluluğu bulunan (Bağımsız Denetime tabi olan) şirketlerde ilave olarak yönetim ve temsil bilgilerinin de yer alması gerekmektedir.

Buna ek olarak Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 21 maddesi gereğince “Bu faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” şeklinde bir ifadenin de faturada bulunmasında yarar görmekteyiz.

31.12.2013 tarihinden önce fatura ve diğer ticari belgelerden bastırmak durumunda bulunan şirketlerimizin bastıracakları belgelere bu bilgilere yer vermesini öneririz.

Ayrıca 31.12.2013 tarihi itibari ile bastırılmış ve kullanılmayan belgelerden 2014 yılında kullanılacak olanların üzerine bu bilgilerin etiket (sticker) yapıştırmak veya kaşe kullanmak suretiyle yer alması gerekmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre e-Fatura, kâğıt fatura ile aynı hukuki niteliklere haiz olduğundan normal faturaya ilişkin 01.01.2014 tarihinden itibaren e-Fatura kullanacak firmaların kullanacağı e-Faturalarda da yer alması gerekmektedir.

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 51/2’nci maddesi gereğince, bu bilgilerin yer almadığı belgeleri düzenleyenlere İdari para ceza uygulanacaktır. Bu tutar 2013 yılı için 2.000 TL.dır.

Kaynak: alomaliye.com

Yüzde 5 oranında I. temettü dağıtmak zorunlu hale geldi

Written By Muhasebe37 on 21 Mart 2013 Perşembe | 10:05


1535 maddelik 6102 sayılı (Yeni )Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği yenilikler uygulandıkça ya da zaman geçtikçe bir bir gündeme geliyor. Yeni TTK ile bir taraftan pek çok yeni müessese getirilirken diğer taraftan geçmişte açık olmayan, yargısal içtihatlarla, idari düzenlemelerle ya da akademik yorumlarla giderilen tartışmalı konulara yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Ticaret ve vergi hukukunun uzun soluklu tartışması

Uzun yıllar boyunca sermaye şirketleriyle hissedarlarını, ticaret mahkemelerini ve vergi idaresini meşgul eden, uyuşmazlıklara neden konulardan biri “%5 oranında ayrılan I. temettünün (kâr payının) dağıtılıp dağıtılmasının zorunlu olup olmadığıydı. “Dağıtmayacaksak neden ayırıyoruz? Dağıtmayıp da saklayalım mı?” türünden latifelere mazhar olan, kanunen ayrılması gereken I. temettü, dağıtım yapılsa da yapılmasa da sermaye şirketlerinin “zorunlu” olarak gündeminde olmuştur.

Kâr payı ortaklar için müktesep hak

Yürürlükten kalkan eski TTK’ya göre kâr payı alma hakkı, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına tabi olmayan kazanılmış haklardandı.

Hal böyle iken yürürlükten kalkan eski Türk Ticaret Kanunu’nda (Md. 466) I. temettünün %5 oranında “ayrılacağı” ifade olunmuş ancak dağıtılıp dağıtılmayacağı hususunda bir ifade yer almamıştı.

Yeni Türk Ticaret Kanununda Ticari Defterler


Ticari Defterler
A) Defter tutma ve envanter
I – Defter tutma yükümlülüğü
Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.

(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.

(3) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılır. Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.

Ana Sözleşme Değişikliğini İçeren Örnek Genel Kurul Toplantısı Gündem ve Tutanağı


Bilindiği üzere sermaye şirketleri yeni TTK kapsamında esas (ana) sözleşmelerini 01.07.2013 tarihine kadar kanuna uyumlu hale getirmek zorundadırlar. Anonim ve limited şirketler için 31 Mart tarihine kadar genel kurul yapıldıktan sonra bir daha olağanüstü genel kurul toplanacak olup ana sözleşme değişikliğini gerçekleştirmek zorundadırlar. İşte 2 kez genel kurul toplanmasının önüne geçilmesi için 31 Mart’a kadar olan genel kurulda ek bir gündem maddesi ile esas sözleşme değişikliğini de yapmak mümkündür. 
Söz konusu genel kurulda ana sözleşme değişikliği olacağı için BAKANLIK KOMİSERİ’de bulunmak zorundadır. 

Örnek genel kurul gündem ve toplantı tutanağı ile esas sözleşme değişikliğini içeren değişiklikler aşağıdaki gibidir. 

………………………
 LİMİTED/ANONİM ŞİRKETİ
                         ORTAKLAR/YÖNETİM KURULU KARARI
KARAR NO                           :
KARAR TARİHİ                    :
GÜNDEM                              : 2012 yılı olağan genel kurul gündeminin tespiti hakkında.

TOPLANTIYA KATILANLAR :
Şirket merkezinde toplanan müdürler kurulumuz/yönetim kurulumuz gündem gereği aşağıdaki hususları karara bağlamıştır.
  1. Şirketimizin  2012  yılı olağan genel kurul toplantısının …../…/2013 tarihinde saat ….:… ‘da  ……………………… adresinde  TTK 416  maddesi uyarınca ilanlı olarak yapılmasına,
  2. Toplantı gündeminin ortaklarımıza bildirilmesine,
  3. Toplantı gündeminin aşağıdaki şekilde olmasına, OYBİRLİĞİ İLE KARAR VERİLDİ.

Türk Ticaret Kanunu’na Göre Limited Şirketin Sona Erme Sebepleri

Written By Muhasebe37 on 27 Şubat 2013 Çarşamba | 09:37


I- GİRİŞ
Limited şirketin sona ermesi, infisah ve feshi kapsar(1). İnfisah, yasada veya şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden birinin gerçekleşmesi ile herhangi bir karar alınmasına veya ihbarda bulunulmasına gerek olmaksızın limited şirketin kendiliğinden sona ermesidir(2). Fesih ise kanunda veya şirket sözleşmesinde yer alan sebeplerden birine dayanarak bu yetkiye sahip olanlar tarafından şirketin sona erdirilmesidir. İnfisah veya fesih limited şirketin tüzel kişiliğini etkilemez. Ancak şirket tüzel kişiliğin hak ehliyeti tasfiye amacı ile sınırlanır. İnfisah eden ya da feshine karar verilen limited şirket tasfiye haline geçer. Bu nedenle tasfiye haline geçen limited şirketin ticaret unvanının başına“tasfiye halinde” ibaresi eklenir. 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(3) (TTK)(4)’ nda limited şirketin sona ermesine ilişkin olarak eski Ticaret Kanunu (ETK)’ ndaki bazı hükümler korunmuş, bazı noktalarda ise ETK’ dan farklı düzenlemelere yer verilmiştir. İşte, bu çalışmada 6102 Türk Ticaret Kanunu’na göre limited şirketin sona ermesi, yeri geldikçe eski Ticaret Kanunu ile kıyaslanarak ele alınacaktır.

II- LİMİTED ŞİRKETİN SONA ERME SEBEPLERİ
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda limited şirketin sona erme sebepleri, genel ve özel olarak ele alınmıştır. Bu itibarla, TTK’ya göre limited şirketin sona erme sebepleri aşağıda genel ve özel sona erme halleri olarak ayrı başlıklar altında izah edilmiştir.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortasında Yapılan Değişiklikler (I)

Written By Muhasebe37 on 26 Ocak 2013 Cumartesi | 11:20

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 31.05.2006 da hayatımıza girdiği gün vatandaş olarak hepimizin sağlığı bozuldu. Küçük , büyük hepimizi her bir maddesi ile dünümüzü, bugünümüzü ve en önemlisi geleceğimizi  ve geride kalanları dahi etkileyen kanun sürekli ek maddelerle düzeltiliyor. Kanun  kanunu çıkaranlarda etkilenmeye başladıkça  yeni kanun çıkarılarak düzeltilmeye çalışılıyor.
Yine sayın milletvekillerimiz çıkardıkları kanunun ek maddelerle değiştirmeye karar verdiler.10.01.2013 tarihinde 6385 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN   resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Vatandaşın sevindiği prim borçlarımdan kurtuluyorum , borçlarım yapılandırılıyor şeklinde algılanan bu kanunun maddelerini her bir yazı da sizlerle dilim döndüğünce paylaşmak istiyorum. Şöyle ki bizde bürokratlar önce Nasrettin Hoca’nın eşeği misali önce kaybettirip sonra bulunca da takdir beklerler.

Konut Teslimlerinde KDV Oranları Değişti

Written By Muhasebe37 on 4 Ocak 2013 Cuma | 12:55


I. Yasal düzenleme
Katma Değer Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler % 1 oranında KDV’ye tabidir. Bu listenin 11. sırasında net alanı 150 m2‘ye kadar konut teslimleri yer almaktadır. Ayrıca belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanı 150 m2‘nin altındaki konutlara isabet eden kısmı da % 1 oranında KDV’ye tabidir.
15 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6322 Sayılı Kanun’un 22. maddesi ile KDV Kanunu’nun, Bakanlar Kuruluna KDV oranlarını belirleme konusunda yetki veren 28. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Buna göre Bakanlar Kuruluna, inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için 28. maddedeki sınırlar içerisinde yeni oran belirleme yetkisi verilmiştir.
II.2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzenleme
Bakanlar Kurulu yukarıda yer verilen yetkisini 1 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kullanmıştır.
Buna göre (I) sayılı listenin 11. sırasında yer alan net alanı 150 m2‘ye kadar konutlardan; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde(6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç) lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte üzerine yapıldığı arsanın Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2vergi değeri;

2013 Yılında Tasdik Edilecek Defterlere İlişkin Bilgiler (Tablo)

Written By Muhasebe37 on 25 Aralık 2012 Salı | 10:54



Notlar:
• Yukarıda sınıflandırılan defterlerden açılış onayı gerektirenler; kuruluş sırasında veya kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirilir.

• Açılış onaylarının noter tarafından yapıldığı takdirde Ticaret Sicili Tasdiknamesi noter tarafından aranması zorunludur. (2013 yılı açılış onayları için gereklilik yoktur.)

• İlk açılış onaylarında Ticaret Sicil Tasdiknamesi aranmaz.

• İlk açılış onayları Ticaret Sicil Müdürlüklerince de yapılabilir.

Yasal Defterler Hakkında Soru ve Cevaplar

Written By Muhasebe37 on 24 Aralık 2012 Pazartesi | 09:16


Soru 1:Kimler defter tutmak zorundadır?

Cevap 1: Tüm tacirler defter tutmakla yükümlüdür.

Soru 2:Tacir ifadesinden anlaşılması gereken nedir?

Cevap 2:6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda gerçek kişi ve tüzel kişi tacirlerden söz edilmiş ve tacire ilişkin hükümlerin donatma iştirakine de aynen uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

-Gerçek Kişiler: Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (TTK 12/1).

Tüzel Kişiler: Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. (TTK 16/1).

Soru 3:Tacirlerin gerçek kişi veya tüzel kişi olmasının tutulacak defterlere etkisi var mıdır?

Cevap 3: Evet gerçek kişi tacirler ile tüzel kişi tacirlerin tutacakları defterlerde farklılık vardır.Ayrıca tüzel kişi tacirlerin tutacakları defterler şahıs şirketi veya sermaye şirketi olmasına bağlı olarak değişmektedir.

Soru 4:Hangi şirketler şahıs şirketidir?

Cevap 4: Kollektif ve Komandit şirketler şahıs şirketidir.

Soru 5:Sermaye şirketinin kapsamı nedir?

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Ticari Defterlerin Tasdiki ve Tutulması İle İlgili Tacirlerin Yükümlülükleri ve Cezalar

Written By Muhasebe37 on 6 Aralık 2012 Perşembe | 10:04

1 . GENEL AÇIKLAMA

Tasdik ettirilmesi ve tutulması zorunlu olan defterler ve tasdik hükümleri Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanununun ilgili maddelerinde yer almaktadır.

Ticari ve mesleki faaliyette bulunacak gerçek ve tüzel kişilerin tutmak zorunda oldukları yasal defterlerin geçerli olabilmesi için, Ticari ya da mesleki faaliyetinin icra edildiği yerin noterince, her yıl tutacakları defterleri bir önceki yılın aralık ayı sonuna kadar tasdik ettirilmesi yasal bir zorunluluktur.

Yeni Türk Ticaret Kanununda Ticari defterlerin tasdiki ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.

2. YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA MÜKELLEFİN DEFTER TUTMA YÜKÜMLÜLÜKLERİ
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 64 üncü maddesi ile mükellefin defter tutma yükümlülükleri belirlenmiş olup, birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değiştirilmiştir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’ nun defter tutma yükümlülüğü ne ilişkin olarak 64/1 md. 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değiştirilen şeklinde ; ‘ Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.’ denmektedir.

Yeni Ticaret Kanunu Uyarınca Tutulacak Defterlerde Son Durum

Daha önceki yazılarımızda değinildiği üzere; 6102 sayılı Kanun’un defter tutma yükümlüğünü düzenleyen 64′üncü maddesinin 6335 sayılı Kanun’la değişiklik yapılmadan önceki birinci fıkrasında; “Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartları’na ve 88′inci madde hükümleri başta olmak üzere bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.” hükmü yer almaktayken, 6335 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında bu fıkrada yer alan “Türkiye Muhasebe Standartları’na” ibaresi çıkartılmıştır.

Yapılan bu değişiklik uyarınca, ticari defterlerin, Türkiye Muhasebe Standartları’na göre tutulması yükümlülüğü kaldırılmıştır. Bu kapsamda, defterler eskiden olduğu gibi tutulacaktır.

6762 sayılı önceki Türk Ticaret Kanunu’na göre; tacir hükmi şahıs ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri; tacir hakiki şahıs ise karar defteri hariç olmak üzere yukarıda yazılı defterleri veya işletmesinin mahiyet ve önemine göre sadece işletme defteri tutmak durumundaydı.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda tutulacak defterler belirlenirken; hükmi şahıs- hakiki şahıs ayrımı yapılmamış ve 64′üncü maddede tüm tacirlerin ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir şekilde ortaya koymak zorunda oldukları ifade edilmiştir. Keza, defterlerin, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulacağı ve işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesinin defterlerden izlenebilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre İşyeri Devri, İşçi İçin Haklı Fesih Nedeni mi Oluşturacak?

Written By Muhasebe37 on 4 Aralık 2012 Salı | 09:21

I- GİRİŞ
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(1), 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu, çalışma hayatının tarafları olan işçi ve işverenler açısından birçok değişiklik ve yenilikleri beraberinde getirmiştir. 
4857 İş Kanunu’nun(2) 6. maddesinin beşinci fıkrasında, “Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturamaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik veya teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinde, “(1) Tam veya kısmi bölünmede, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği takdirde, devir günü kadar bu sözleşmelerden doğan bütün hak ve borçlarla devralana geçer. (2) İşçi itiraz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresi sonunda sona erer; devralan ve içi o tarihe kadar sözleşmeyi yerine getirmekle yükümlüdür.” hükmü öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere İş Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrasında işyeri devrinin işçi için haklı fesih sebebi oluşturmadığı belirtilmiş iken, Türk Ticaret Kanunu’na göre tam veya kısmi bölünmelerde işçiler ile yapılan hizmet sözleşmeleri, işçinin itiraz etmemesi durumunda devralana geçebilecektir.
İşte bu yazımızın konusu TTK’nın uygulanacağı işyerlerinin devri halinde devrin işçi için haklı fesih sebebi oluşturup oluşturmayacağı olacaktır.

Yeni TTK’ya Göre Kurulacak Olan Anonim ve Limited Şirketlere Vergi Dairelerince Potansiyel Vergi Kimlik Numarası Verilmesi

I- GİRİŞ
Bilindiği gibi, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır(1). 

II- YENİ TKK’YA GÖRE BLOKAJ
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulacak olan sermaye şirketlerinde sermayenin 1/4’ü ortaklar adına bir bankada bloke edilmesi zorunludur. Daha sonra şirketin tescil ve ilanını müteakiben bu blokaj çözülebilmektedir. Esasında 1/4 blokaj kurucu ortakların sermaye taahhüdü olarak dikkate alınmalıdır. Kurucular tarafından 1/4 blokaj yatırılmadan şirket kurulamaz. Şirketin kurulmasını izleyen günden sonra ticaret sicilinden verilen yazıya göre de yatırılan blokaj çözülecektir. 

Yeni Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre anonim veya limited şirketler tek kişi ile kurulabilmektedir. Bu kuralın tek istisnası sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerdir. Bu şirketlerin sadece 5 kişi ile kurulması gerekecektir(2). 

III- YENİ KURULAN ŞİRKETLERİN KURULUŞ AŞAMASINDAKİ İŞ VE İŞLEMLER
Diğer taraftan, yeni kurulan şirketlerin gerek kuruluş aşamasında ve gerekse kuruluşu müteakip yapacağı iş ve işlemler vergi dairesi açısından kısaca aşağıda özetlenmektedir. 

Buna göre;
1- Yeni kurulacak olan şirketler vergi dairelerine dilekçe ekinde şirket ana sözleşmesi aslı veya noter onaylı bir sureti ile şirketin bağlı olacağı vergi dairesine bildirilecektir. 

TTK’ya Göre Ticari Defterler

Written By Muhasebe37 on 3 Kasım 2012 Cumartesi | 09:28

Türk Ticari Kanunu’nun ‘Ticari İşletme’ başlıklı birinci kitabının beşinci kısmı (Md. 64-88) ‘Ticari Defterler’le ilgili hükümleri içermektedir. 

Genel ilke olarak ‘Her tacir ticari defterleri tutmak ve defterinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri’ Türk Ticaret Kanunu’na göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Bu bağlamda ‘defterler üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulacak.’ Dolayısıyla ‘işletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.’ (TTK Md. 64, f.1)

Defter tutmakla yükümlü bulunan gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken ‘Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları’na, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak’ zorundadırlar. (TTK Md. 88, f.1)

Buna göre gerçek ve tüzel kişilerin ticari defterlerinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ticaret şirketlerinin finansal tabloları ile konsolide hesaplarının, hatta gereğinde esnafın Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun kayıt tutması koşulu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 68’inci maddesi gereği olarak ‘Tacir, ticari faaliyet döneminin başında ve her faaliyet döneminin sonunda varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu  sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yıl sonu finansal tablolarına, yıl sonu bilançosuna ilişkin hükümler uygulanacak.’

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımı

Written By Muhasebe37 on 6 Ekim 2012 Cumartesi | 11:35


I- GİRİŞ
Kuruluş sırasında öngörülen sermayenin yetersiz kalması, iş hacminin genişletilmesi gibi nedenlerleanonim şirket mevcut sermayesi ihtiyacı karşılayamaz duruma gelebilir. Bu yüzden anonim şirketlersermayesini artırmak zorunda kalabilir. Anonim şirketlerde sermaye artırımı yapabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, iç kaynaklardan yapılan sermaye artırımı hariç olmak üzere, payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamaz. Eski Türk Ticaret Kanunu esas sermayeye karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri tamamen ödenmedikçe, umumi heyetin yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle sermaye artıramayacağını öngörmekte iken, yeni Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda bu hususta esneklik sağlanmıştır. 456. maddeye göre, sermayeye oranla önemli sayılmayan tutarların ödenmemiş olması sermaye artırımını engellemez.
Yeni Türk Ticaret Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu’na göre halka açık şirketlerde uygulanmakta olan kayıtlı sermaye sisteminin(1) halka açık olmayan anonim şirketlerde de uygulanabileceğini hüküm altına almıştır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na, göre, esas sermaye 50.000 TL’den ve kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi 100.000 TL’den aşağı olamaz
Sermaye artırımına esas sermaye sisteminde genel kurul, kayıtlı sermaye sisteminde ise yönetim kurulu karar verir. Esas sermaye sisteminde(2) sermaye artırımı, kayıtlı sermaye sisteminde ise kayıtlı sermaye tavanı artırımı ile ilgili olarak esas sözleşmede değişiklik yapılması gerekmektedir.

TTK na Göre Tutulması Gereken Defterler Ve Defterlerin Açılış Ve Kapanış Tastikleri


1. Giriş :

6102 Sayılı TTK’ nun 64 maddesinin 5 nci maddesine istinaden defterler Vergi Usul Kanunu’na uygun olarak tutulmaya devam edilecektir.

Kamu gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafın belirlenen şirketler 01.01.2013 tarihinden itibaren Münferit ve Konsolide Finansal Tablolarını Türkiye Muhasebe Standartlarına göre düzenlemek zorundadırlar.

2. Kapsam :

2.1. Mükellef olarak kapsam;

Sermaye şirketleri

- Anonim Şirketler,
- Limited Şirketler,
- Hisseleri paylara bölünmüş komandit Şirket.

3. Tutulacak defterler, açılış, kapanış onayları, suç ve cezalar :

3.1. Tutulacak defterler;

Muhasebe ile ilgili defterler (Md.64-3)

- Yevmiye defteri
- Defteri kebir
- Envanter defteri

Yeni Borçlar Kanuna Hakkında Bilinmesi Gerekenler


1-ISMARLANMAYAN ŞEYİN GÖNDERİLMESİ :
* Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir. Mad.7
2-ELEKTRONİK İMZA :
* Yazılı şekil konusunda “ELEKTRONİK İMZA “ ile sözleşme imzalanabilme imkanı getirilmiştir. Mad.14 ve 15.
* Güvenli elektronik imza da el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur. Mad.15
3-GENEL İŞLEM KOŞULLARI :
* Bir sözleşmeyi düzenleyenin , ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanılmak amacıyla önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Mad.20
* Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında bu koşulların varlığının karşı tarafa açıkça bilgi verilip, karşı tarafın da bunu kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Mad.21
* Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. Mad.21
* Sözleşmenin yazılmamış sayılan hükümler dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Mad.22
* Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır. Mad.23
* Bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı tarafın aleyhine genel işlem koşullarında değişiklik yapma hakkı tanıyan kayıtlar yazılmamış sayılır. Mad.24

Yeni TTK Uygulama Haritası

Written By Muhasebe37 on 21 Eylül 2012 Cuma | 14:07

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliğinde İnce Noktalar

Written By Muhasebe37 on 25 Haziran 2012 Pazartesi | 17:38


6331 Sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Yasa, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenliyor.

Yasaya göre, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), genel kolluk kuvvetleri ve MİT Müsteşarlığı’nın faaliyetlerinde, afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetlerinde, ev hizmetlerinde, çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar hakkında uygulanmayacak.

İşveren; çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlayacak, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapacak.

İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izleyecek ve denetleyecek. Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu gözönüne alacak. İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacak. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyeti çalışanlara yansıtılamayacak.

İşyerleri sınıflandırılıyor 
    
İş güvenliği uzmanlarının görev alabilmeleri için, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmaları şartı aranacak. 
Bünyesinde bu vasıflara sahip personel bulunmayan işyerleri, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilecek.

Yeni TTK Ve Değişiklikler Yürürlüğe Girince Ne Yapacaksınız?

Written By Muhasebe37 on 23 Haziran 2012 Cumartesi | 09:29


Bu Söz Yeni Türk Ticaret Kanunu için de geçerli.

 14 Şubat 2011 tarihinde yani “Sevgililer Gününde” Resmi Gazete’de yayınlandı ve 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği açıklandı.
 Çok kişi; “Daha 1.5 yıl var. Bir ara okuruz” diyerek ilgilenmedi ama temmuz ayı da geldi. Daha ötesi, Yeni TTK’da “çok ciddi yanlışlar” ortaya çıktı. Önümüzdeki hafta TBMM’de, bunları düzelten yasa ele alınacak ve Yeni TTK “düzeltilmiş şekliyle” yürürlüğe girecek.
 İşte bu aşamada “Yeni TTK ve değişiklikler yürürlüğe girince ne yapılacağı” önem kazanıyor.
 Belli başlı olanları, kısaca açıklayalım.

ANA SÖZLEŞMELER DEĞİŞECEK

Bu konu bütün şirketleri ilgilendiriyor.
 Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre; 14 Ağustos 2012 tarihine kadar şirket ana sözleşmelerinin Yeni TTK’ya uyumlu olması gerekiyordu.
 Ancak yakında yapılacak olan bir değişiklikle, bu süre 1 Temmuz 2013’e uzatılacak.
 Yeni TTK ile sağlanan avantajlar ve yeni yapılanma, görev ve sorumluluk dağıtımı vb. konularda, ön çalışma ve hazırlıklar yapılması gerekiyor.
 Girişte de belirttiğimiz gibi, sayılı günler çabuk geçiyor. Ana sözleşme değişiklikleri ile ilgili çalışmalara, bir an önce başlamakta yarar var.

TEK KİŞİLİK ANONİM ŞİRKET

Yeni TTK’nın sağladığı en önemli avantajlardan biri de tek kişilik anonim şirketlerle ilgili. Bunun için Yeni TTK yürürlüğe girince;
 - Anonim şirketin diğer ortakları, pay senetlerini (ya da geçici ilmuhaberi) tek kişi ortağa devredecekler.
 - Anonim şirket pay senedi veya geçici ilmühaber bastırmamışsa, hisse devri nedeniyle sağlanacak kazanç “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi. Bu “ince nokta”ya dikkat etmek gerekiyor.
 Yeni kurulacak anonim şirketler ise “tek kişilik” kurulabilecek.
Facebook -

Twitter -