Home » , , , , , » Basit Usul’e Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışanların Durumu

Basit Usul’e Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışanların Durumu

Written By Muhasebe37 on 7 Şubat 2013 Perşembe | 16:40



Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kendi işyerlerinde bilfiil çalışmaları veya bulunmaları şarttır. Ancak, bu mükelleflerin işlerinde yardımcı işçi çalıştırmaları veya çırak kullanmaları bu şartı bozmayacaktır.



Nitekim 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 47.Maddesi 1.bendinde “Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.)“ denilerek Basit Usule tabi mükelleflerin yanında işçi çalıştırabilecekleri ve bununda Basit Usul şartlarını bozmayacağı anlaşılmaktadır.

507 sayılı Esnaf Sanatkarlar Kanunu “Madde 2 - İster gezici olsun, ister bir dükkanda veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar, ticareti sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icabettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyle ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmiyen, aynı niteliğe (Sermaye unsuru olsun, olmasın) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle, bunların yanlarında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin birinci maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir.” denilmek sureti ile, Basit Usule Tabi Mükellefler‘in yanında çalışanların da esnaf kabul edilerek; Esnaf ve Sanatkarlar Odası‘na kayıt yaptırmaları, Sosyal Güvenlik Kanunu açısından da 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na (Bağ-Kur) tabi olmaları gerekmekteydi. www.muhasebenet.net 


Fakat 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunun 07.06.2005 tarihinde kabul edilerek, 21 Haziran 2005 tarihli 25852 sayılı Resmi Gazete’de yürürlüğe girmesiyle birlikte ilgili kanunda mevcut “ bunların yanlarında çalışanlar ” ibaresi kaldırılarak; basit usule tabi mükelleflerin yanında çalışanlar esnaf statüsünden çıkarılmıştır.

Dolayısıyla 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin yanında çalışan işçiler; 31.05.2006 tarihinde kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun Sigortalı Sayılanlar başlıklı Madde:4/a-Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar, kapsamına alınmaları gerekmektedir.

Basit Usule tabi Mükellefler yanlarında işçi çalıştırmaları durumunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında işveren sıfatı ile kanunun öngördüğü yükümlülükleri,öngördüğü sürede yerine getirmelidir.


Verginin Tarhı :  
                 Basit Usule Tabi Mükelleflerin  yanında çalışanlar 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu “ Diğer Ücretli ” başlığı altında madde 64/1’de “ kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar ” denilmek sureti ile diğer ücretli olarak kabul edilmişlerdir. Yine Madde 64 de “ hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25′i dir ”denilmek sureti ile vergi matrahının nasıl hesaplanacağı konusunda açıklık getirilmiştir
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 109. maddesinde: “ Diğer ücretlerde vergi, hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında, takvim yılı içinde işe başlanması halinde, işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde ”  tarh edileceği; yurt dışına çıkacaklar için ise “ Diğer ücret sahiplerinden bu bentlerde belirtilen tarh zamanlarının hitamından evvel memleketi terk edenlerin vergileri, memleketi terke tekaddüm eden 15 gün içinde tarh olunur ” denilmek sureti ile Diğer Ücretlilerin vergilerini hangi sürelerde tahakkuk ettireceği açıklanmıştır.
Gelir vergisi Kanunu Madde: 110/1 de “ Takvim yılı içinde işe başlayan diğer ücret sahiplerinin vergi matrahı, yıllık diğer ücret matrahından, işe başlama ayı hariç tutulmak suretiyle, o yılın sonuna kadar ki aylara isabet eden miktardır .” ve devamında “ Takvim yılının birinci yarısı içinde işini bırakan diğer ücret sahiplerinden, keyfiyeti takvim yılının ikinci yarısı girmeden haber verenlerin ikinci taksite isabet eden vergileri terkin olunur.” denilmek sureti ile yıl içerisinde işe başlayan veya işi terk eden diğer ücretliler için gelir vergisinin nasıl tarh edileceği konusuna açıklık getirilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu Madde: 64 de “ Diğer ücret sahipleri, tarh zamanlarında, vergi karnelerini bağlı oldukları vergi dairelerine ibraz ederek vergilerini tarh ettirmeye mecburdurlar.” denilmiş olmasına karşın, günümüzde vergi karnesi uygulamadan kalkmış ve geçerliliğini yitirmiştir. Bu konu ile ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Verginin tahakkuk ettirilmesi için dilekçe ile ilgili vergi dairesine müracaat edilerek işlemler yaptırılabilir.
215 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği 5.7 bölümünde “ 51. kazançları basit usulde vergilendirilen ticaret erbabı, yanında çalışanların vergi karnesi almalarını ve karnelerinde yazılı vergilerini ödemelerini temin etmeye mecburdurlar.” denilmekte ve ayrıca  213 sayılı Vergi Usul Kanunu karnesiz hizmet erbabı çalıştıranların sorumluluğu başlıklı 251. maddesinin a bendinde “ Zamanında karne almamış veya vergisini tarh ettirmemiş olan hizmet erbabının vergisi işveren kimse adına tarh edilir ” denilmek sureti ile ticaret erbabının tarh ve tahakkuk edecek vergide sorumluluğunun olduğu belirilmiştir.  
Verginin Ödenmesi:
 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 118. maddesinde ;

  1. Öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı takvim yılının ikinci, diğer yarısı sekizinci ayında;
  2. Takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlıyanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda; diğer yarısı takvim yılının sekizinci ayında;
  3. Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlar da, verginin karneye yazıldığı ayda; ödenir. denilmek sureti ile vergilerin ödeneceği tarihlerde ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.

Verginin ödenmesi konusunda 213 sayılı VUK kanunu 251. maddesinin b bendinde “ hizmet erbabının zamanında ödenmemiş olan vergisi ve gecikme zammı, yanında çalıştığı tespit edilen işverenden tahsil olunur. ” denilmek sureti ile işverenin ödenecek vergiden de sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Sonuç olarak;
                 Basit Usul tabi mükelleflerin yanında çalışanlar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 64/1 maddesine göre  diğer ücretli olarak kabul edilmektedir..Diğer Ücretliler Gelir Vergisi Kanunun 109. maddesinde belirtilen sürelerde ilgili vergi dairesine müracaat etmek sureti ile, vergilerini Gelir Vergisi Kanunun 64. maddesinde belirtilen oranlarda tarh ettirirler; ayrıca Gelir Vergisi Kanunun 118. maddesinde belirtilen sürelerde de ödemeleri gerekmektedir.
Basit Usule Tabi Mükellefler 215 Seri no’lu GVGT  ve 213 sayılı VUK 251. maddesi uyarınca; işveren sıfatı ile yanında çalıştırdığı diğer ücretliler ile birlikte vergilerin zamanında tahakkuk ettirilmesinden ve ödenmesinden sorumludur. Basit Usul’e Tabi Mükellefler yanlarında çalıştırdıkları Diğer Ücretlilerin vergilerini zamanında tahakkuk ettirmeleri ve ödemeleri için bilinçlendirmeli ve takip etmelidir. Basit Usule Tabi Mükellefler işveren sıfatı ile  VUK 251. maddesi uyarınca diğer ücretli adına vergi ödemek zorunda kalmaları halinde, ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere(Diğer Ücretliye) rücu edebilirler.

Volkan KARAKOÇ
SMMM
volkan.karakoc@ismmmo.org.tr
Share this article :

Yorum Gönder

Facebook -

Twitter -