1-Kanunda aktif- pasif dengesini sağlamaya yönelik düzenlemeler var mı?
5510 sayılı Kanunda Kurumun aktüeryal dengesini olumlu yönde etkileyecek olan kayıt dışı çalışma ve kayıt dışı bildirime ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Aktif-pasif dengesinin sağlanmasına yönelik olarak; sigortalıların prime esas kazançlarının büyük bir kısmı prim kesintisine tabi kılınmıştır. Prime tabi tutulmayan kazançlar tek tek sayılmış ve sınırlandırılmıştır. Sigortalılığın kapsamı genişletilmiş, sigortalı sayılmayanların kapsamı daraltılmıştır. Böylelikle prim ödeyecek sigortalıların sayısı fazlalaştırılmıştır.
Kamu idareleri ile bankalara, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol ederek, sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara da, sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Yine Kanunun 4/a veya 4/c ya da 5 inci maddesi kapsamında sigortalı olup da sigortalılığı sona erenlerin durumlarının işverenleri tarafından, 4/b kapsamınsa sigortalı olup da sigortalılığı sona erenlerin durumlarının ise, kendileri ve faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirme zorunluluğu getirilmiştir.
Bankalara, döner sermayeli kuruluşlara, gerçek ve tüzel kişilere, kamu kurumlarına, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlara kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması amacıyla Kuruma bilgi ve belge verme yükümlülüğü getirilmiştir. Bilgi ve belgeleri yapılacak protokolde belirtilen sürede; mücbir sebep olmaksızın vermeyenlere haklarında, Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi gereğince aylık asgari ücretin beş katı tutarında, bilgi ve belgelerini geç verenlere ise, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Kayıtdışılıkla mücadele ve Sosyal Güvenlik Kurumunun prim tahsilat kapasitesinin güçlendirilmesi kapsamında, sigortalıların kazançlarının gerçeğin altında bildirilmesini önlemeye yönelik, gelir vergisi ve sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primlerinin doğrudan tahsiline olanak sağlayacak aktif sigortalı ücretlerinin bankalar aracılığıyla ödenebilmesi için Borçlar Kanunu, İş Kanunu, Deniz İş Kanunu ve Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılarak, belirli sayıdaki işçiye, hizmet erbabına, gazeteciye, gemi adamına ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini bankalar aracılığıyla yapma zorunluluğu getirmiş ve buna uymayan işveren veya işveren vekili yada üçüncü kişiye idari para cezasına ilişkin yaptırımlar düzenlenmiştir.
4/a kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin 5510 sayılı Kanunun 80.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarının Hazinece karşılanacağı, işveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kurumumuza vermeleri gerektiği,ancak yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenlerin ise bir yıl süreyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamayacağı hususu düzenlenerek ilk kez destekten yararlanma durumu kayıt dışılığın olmamasına bağlanmıştır.
Öte yandan yine 4857 sayılı Kanunda yapılan değişiklik yapılarak özürlü sigortalıyı çalıştıran işverenlere teşvik getirilmiştir.Yine yapılan düzenleme ile genç işsizlerin ve kadınların çalışmasını sağlamak amacıyla teşvik getirilerek kadın ve gençler için yeni iş imkanları açılmış ve kayıt dışı kayıt altına alınmaya çalışılmıştır.
Kurumca belirlenen yükümlülüklerinin yerine getirilmemesinde uygulanan idari para cezalarının miktarları artırılmış, ayrıca, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmemesini denetleyen Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına görevlerinin yerine getirilmesinde engel veya zorluk çıkaranlara, 5510 sayılı Kanunla getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi dışında ayrıca idari para cezası uygulanması ile Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesine göre hapisle cezalandırılmaları konusunda düzenleme yapılmıştır.
Yapılan bu düzenlemelerle Kuruma bilgi akışı sağlanması, sigortalılık kapsamının genişletilmesi ve kayıtdışı istihdamın engellemesi amaçlanarak Kurumun aktif-pasif dengesini sağlamaya yönelik önlemler alınmıştır.
Diğer taraftan kanun sigortalıların daha uzun süre sistemde kalmalarını teşvik etmekte ve prim matrahlarını genişletmesi itibariyle, gelir ve aylıkların azalması gibi bir sonuç da ortaya çıkarmamaktadır.
2-Kayıt dışı istihdamın önlenmesinde hangi çalışmalar yapılmıştır?
Denetim elemanı sayısı artırılarak, etkin ve yaygın denetim uygulanmasına başlanmıştır.
Sağlık Bakanlığından portör muayene listeleri alınarak düzenli olarak sigortalılık kontrolleri yapılmaya başlanmıştır.
İçişleri Bakanlığından Kimlik Bildirimi Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ekindeki işyeri ve çalışanlara ait formlar alınarak sigortalılık kontrolleri yapılmaktadır.
Gelir İdaresi Başkanlığından muhtasar beyanname ve işyerlerine ilişkin bilgiler alınmaya başlanmıştır.
ALO 170 İhbar Hattı kurularak, kayıt dışı istihdam konusunda gelen ihbar ve şikayetlerin anında değerlendirilmesi uygulaması başlanılmıştır.
3-5510 Sayılı Kanunun 8 ve 100 üncü maddeleri kapsamında istenecek bilgilerde özel hayatın gizliğinin ihlal edileceği hususu doğru mu?
5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin uygulamasına ilişkin çıkarılmış olan Tebliğ’e göre sigortalılık kontrolü kapsamında bankalar ve kamu idarelerinden sadece işlem yapılan kişilerin “kimlik ve meslek bilgileri” istenecek ve bu bilgilere istinaden sigortalılık kontrolü yapılacaktır. Bunun dışında özel bilgileri içerecek herhangi bir bilginin istenmesi söz konusu olmayacaktır.
Örneğin; bir kişinin bankadan kredi alması durumunda, sadece bu kişinin “kimlik ve mesleki bilgileri” alınacak, bunun dışında “kredi miktarı”, “neden kredi aldığı” ve “ bu kredinin nerede kullanılacağı” hususları ile ilgili bilgi alınmasına ilişkin Tebliğ’de herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Kanunun 100 üncü maddesi kapsamında çıkarılan Tebliğ’de ise “sosyal güvenliğin sağlanması” ve “Kurum borçlarının takibi” konusunda Kurumca bankalar ve diğer kurum ve kuruluşlardan sadece Kurum işlemlerinin takibine yönelik olarak yapılacak olan protokoller çerçevesinde bilgi ve belge alınarak, güvenli ortamda sorgulama yapılmak suretiyle bilgilerin Kurumun yetkili personelince kullanılması sağlanacaktır.
Her iki Tebliğ’e istinaden de özel hayatın gizliliğini ihlal edecek herhangi bir hüküm bulunmamakta ve uygulamada da aksine bir işlem yapılamayacaktır.
4-Malullük ve ölüm aylığını hak etmek için aranan süreler uzatılıyor mu?
Mülga kanunların uygulamasında malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK’lılar için 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur’lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
5510 sayılı Kanunda malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde ise belli bir sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmıştır.
Mülga kanunların uygulamasında ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK’lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur’lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.
Yeni düzenleme ile ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmış ancak 4/a sigortalıları için; borçlanma süreleri hariç, 5 yıl sigortalılık süresi ile toplam 900 gün prim ödeme gün sayısı olarak düzenlenmiştir.
5-Aylık bağlama oranları düşürülüyor mu? Bunun emekli aylıklarına etkisi nasıl olacak?
Mevcut uygulamada SSK ve Bağ-Kur’luların emekli aylıklarının hesabında, hizmet sürelerinden, ilk 10 yılın her yılı için % 3,5, sonraki 15 yılın her yılı için % 2, daha sonraki her yıl için % 1,5 olarak belirlenen aylık bağlama oranı uygulanmaktadır.
Bu durumda, 25 yıl çalışan bir sigortalıya ortalama yıllık kazancının % 65’i oranında aylık bağlanmaktadır. Yani, her yılı için uygulanan aylık bağlama oranı ortalama % 2,6’dır.
Yeni düzenlemeyle aylık bağlama oranı her yıl için % 2 olarak sabitlendiğinden, 25 yıl çalışan sigortalıların aylık bağlama oranında her yıl için ortalama 0,6 puan bir azalma görülmekte ise de, aylığın hesabında dikkate alınan prime esas kazanç matrahları yükseltildiğinden, aylık miktarlarında herhangi bir düşme olmamaktadır.
Diğer taraftan, eski sistemde 25 yıldan fazla süreler % 1,5 oranında değerlendirilirken, yeni sistemde % 2 olarak dikkate alınacağından, sistemde kalınan süre uzadıkça her yılın bağlanacak aylıklara etkisi daha fazla olacak ve daha yüksek tutarda aylık bağlanacaktır.
Ayrıca, geçiş döneminde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelere ilişkin kısmi aylık hesaplanırken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim ödeme gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim ödeme gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır.
6-Aylıkların 223 YTL’ye düşeceği doğrumudur?
Yazının devamını sol taraftaki menüde Dosyalar bölümünden “Makale ve Yorumlar” kısmından indirip okuyabilirsiniz.
Yorum Gönder