Ne iş olsa yaparım sözü genellikle iş başvurusunda bulunanlar tarafından kullanılıyor. Peki, şirketler açısından da aynı durum geçerli olabilir mi? Başka bir deyişle, şirketler her şeyi yapabilir mi? Sorunun yanıtına geçmeden önce son zamanlarda sıkça karşılaşılan bazı sözcüklerin açıklamasını yapmak istiyoruz. Çünkü konuyla ilgili görüş beyan eden uzmanlar, açıklamalarını bu kavramlar üzerinden yapıyorlar.
ULTRA VİRESLatince kökenli olan ‘ultra vires’ kavramı, ele aldığımız konu açısından ‘yetki aşımı’ anlamına geliyor. Ultra vires kavramının konumuzla ilgisine gelince…
.
Şirketlerin temel amacı kar elde etmektir. Karı elde etmek için de çeşitli ekonomik faaliyetlerde bulunurlar. Şirketlerin amaçları ve bu amaçları gerçekleştirebilmeleri için yapabilecekleri faaliyetler ana sözleşmelerinde yazılıdır. Eğer bir şirket ana sözleşmesinde belirtilmeyen faaliyetleri yapıyorsa ultra vires söz konusudur. Yani ana sözleşmeyle belirtilen yetkiler aşılmıştır.
Şirketlerin temel amacı kar elde etmektir. Karı elde etmek için de çeşitli ekonomik faaliyetlerde bulunurlar. Şirketlerin amaçları ve bu amaçları gerçekleştirebilmeleri için yapabilecekleri faaliyetler ana sözleşmelerinde yazılıdır. Eğer bir şirket ana sözleşmesinde belirtilmeyen faaliyetleri yapıyorsa ultra vires söz konusudur. Yani ana sözleşmeyle belirtilen yetkiler aşılmıştır.
.
Ultra vires olarak belirtilen durum söz konusu olduğunda, içinde bulunulan hukuk sistemine göre yetki aşımı yapılarak gerçekleştirilen işlem geçersiz olabilmektedir.
Ultra vires olarak belirtilen durum söz konusu olduğunda, içinde bulunulan hukuk sistemine göre yetki aşımı yapılarak gerçekleştirilen işlem geçersiz olabilmektedir.
KANUNDA ULTRA VİRESŞirketlerin faaliyet konuları dışında iş yapıp yapamayacakları konusuna halen yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 137. maddesinde yer verilmiştir. Kanun’un ‘Hükmi Şahısların Ehliyeti’ başlığını taşıyan 137. maddesi hükmü aşağıdadır:
.
‘Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartiyle bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.’
Kanun hükmünden de anlaşıldığı gibi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ultra vires ilkesini kabul etmiştir. Kanuna göre şirketlerin yapabilecekleri faaliyetler; şirket sözleşmesinde yazılı olan işletme konusu ile sınırlandırılmıştır. TTK kapsamında yer alan şirketlerin, şirket sözleşmesinde yazılı olan işletme konusu faaliyetlerin dışına çıkması, ultra vires kuralına uyulmadığını gösterir.
YENİ TTK AÇISINDANŞirketlerin yapabilecekleri faaliyetlerle ilgili olarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununda da hüküm bulunuyor. Kanun’un ‘Tüzel Kişilik ve Ehliyet’ başlıklı 125. maddesinin ikinci fıkrasında;
‘Ticaret şirketleri, Türk Medeni Kanunu’nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar saklıdır’ hükmü yer almaktadır. Atıf yapılan Medeni Kanun’un 48. maddesinde şu hüküm yer almaktadır:
‘Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.’
Bu iki düzenleme birlikte ele alındığında 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda şirketler açısından yer alan tek sınırlamanın ‘insana özgü’ faaliyetler olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, evlenme, boşanma, kanuni mirasçılık gibi sadece insanlara özgü olan hak ve borçlar dışında şirketler açısından herhangi bir sınırlama yoktur.
6102 sayılı yeni TTK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte ultra vires kuralının geçerliliği sona ereceğinden şirketlerin yeni faaliyet alanlarında girmeden önce ana sözleşmelerini tadil etmelerine de gerek kalmayacaktır.
‘Ticaret şirketleri, Türk Medeni Kanunu’nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar saklıdır’ hükmü yer almaktadır. Atıf yapılan Medeni Kanun’un 48. maddesinde şu hüküm yer almaktadır:
‘Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.’
Bu iki düzenleme birlikte ele alındığında 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda şirketler açısından yer alan tek sınırlamanın ‘insana özgü’ faaliyetler olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, evlenme, boşanma, kanuni mirasçılık gibi sadece insanlara özgü olan hak ve borçlar dışında şirketler açısından herhangi bir sınırlama yoktur.
6102 sayılı yeni TTK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte ultra vires kuralının geçerliliği sona ereceğinden şirketlerin yeni faaliyet alanlarında girmeden önce ana sözleşmelerini tadil etmelerine de gerek kalmayacaktır.
AKLINIZDA BULUNSUN – Mukteza (özelge) nedir, ne işe yarar?Vergİ mükellefleri, yasalarda yer alan hükümlerin ne anlama geldiği ve nasıl uygulanacağı konusunda zaman zaman sorun yaşayabiliyor. Bu durum, bazen konunun uzmanları açısından bile geçerli olabiliyor. Böyle durumlarda; bilgi talep edilen konuyu anlatan bir dilekçeyle bağlı bulunulan vergi dairesi aracılığıyla idareden görüş sorulabiliyor. İdarenin bu sorulara verdiği cevaplara mukteza (özelge) deniliyor.
Özelgeler, idarenin sorulan soruya ilişkin görüşünü ortaya koyarlar. Bir konuda özelge isteyen ve verilen özelgeye uygun hareket eden mükellefe, bu davranış yanlış bile olsa c7eza kesilemiyor. İlave vergi ödenmesinin gerekmesi halinde vergi alınıyor ancak gecikme faizi alınmıyor. Yani özelgeler, özelgeyi alan mükellef için ceza ve faiz kalkanı işlevi görüyor. Ancak, bu durum sadece özelgeyi alan için geçerli. Durumu aynı olsa bile özelge talebinde bulunmayıp, başkasına verilen özelgeye göre hareket eden mükellef bu imkandan yararlanamıyor.
Özelgeler, idarenin sorulan soruya ilişkin görüşünü ortaya koyarlar. Bir konuda özelge isteyen ve verilen özelgeye uygun hareket eden mükellefe, bu davranış yanlış bile olsa c7eza kesilemiyor. İlave vergi ödenmesinin gerekmesi halinde vergi alınıyor ancak gecikme faizi alınmıyor. Yani özelgeler, özelgeyi alan mükellef için ceza ve faiz kalkanı işlevi görüyor. Ancak, bu durum sadece özelgeyi alan için geçerli. Durumu aynı olsa bile özelge talebinde bulunmayıp, başkasına verilen özelgeye göre hareket eden mükellef bu imkandan yararlanamıyor.
8.9.1999′dan önce memuriyetten ayrılanların ikramiyesiMemurİyetten istifa yoluyla ayrılıp SSK’ya tabi çalıştıktan sonra birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden 1997 yılında SSK’dan emekli oldum. Son defa Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılmadığım için 18 yıl 8 aylık memuriyet hizmetim için emekli ikramiyesi alamadım. Emekli ikramiyemin ödenmesi için yaptığım başvuru, 08.09.1999 tarihinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamındaki görevimden istifa ettiğim gerekçesiyle reddedildi.
.
İdare Mahkemesi’nde dava açmak istiyorum, bu konu ile ilgili olarak köşenizde epeyce bir zamandır yazmadınız. Son durum ile ilgili görüş ve düşüncelerinizi öğrenemedim. Sizlerin yardım ve desteğine ihtiyacım var. Mehmet Kebelioğlu (11.05.2012)
İdare Mahkemesi’nde dava açmak istiyorum, bu konu ile ilgili olarak köşenizde epeyce bir zamandır yazmadınız. Son durum ile ilgili görüş ve düşüncelerinizi öğrenemedim. Sizlerin yardım ve desteğine ihtiyacım var. Mehmet Kebelioğlu (11.05.2012)
.
Son yapılan düzenlemede, emekli ikramiyesi ödenmesi için memuriyetten kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde ayrılmış olma şartı getirildi. 15 yıllık hizmetle kıdem tazminatına hak kazanılması 8.9.1999 tarihinde getirildi. Siz de bu tarihten önce memuriyetten ayrılmış olduğunuzdan emekli ikramiyesi talebiniz reddedilmiş.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının gerekçesine aykırı ve geriye yönelik olarak getirilen yeni şartın (kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde memuriyetten ayrılmış olma şartı) Anayasaya aykırı olduğunu ve uyuşmazlığınızın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi talebiyle dava açabilirsiniz.
Son yapılan düzenlemede, emekli ikramiyesi ödenmesi için memuriyetten kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde ayrılmış olma şartı getirildi. 15 yıllık hizmetle kıdem tazminatına hak kazanılması 8.9.1999 tarihinde getirildi. Siz de bu tarihten önce memuriyetten ayrılmış olduğunuzdan emekli ikramiyesi talebiniz reddedilmiş.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının gerekçesine aykırı ve geriye yönelik olarak getirilen yeni şartın (kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde memuriyetten ayrılmış olma şartı) Anayasaya aykırı olduğunu ve uyuşmazlığınızın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi talebiyle dava açabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ‘Düşmanınızın neden korktuğunu öğrenmek istiyorsanız, sizi ne ile korkuttuğuna bakın.’
Eric Hoffer
Eric Hoffer
Metin Taş-Sezgin Özcan
http://www.aksam.com.tr/sirketler-ne-is-olsa-yapabilir-mi-6655y.html
Yorum Gönder