Yargıtay’ın da konuyla alakalı bir kararına ilişkin olayda; davacı-karşı davalı
vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.11.1998
tarihinde elektrik mühendisi olarak işe başladığını, 30.03.2001 tarihinde askere
giderken haklarını alarak ayrıldığını, 26.08.2002 tarihinde aynı işyerinde
tekrar işe başlayıp 18.04.2007 tarihine kadar çalıştığını, bu tarihte iş akdinin
davalı tarafça haksız olarak sona erdirildiğini, Ağustos 2004 tarihinden
itibaren satın alma müdürlüğü görevine geçirildiğini, işyerindeki teamül
gereğince mühendislerin mesai giriş çıkışlarında imza zorunluluğunun
bulunmadığını, müvekkilinin cuma günleri mesai saatlerinde kısa süreli giriş
çıkış yaptığı gerekçesiyle ihtar aldığını, 18.04.2007 tarihinde ise iş akdinin
feshedildiğini, müvekkilinin çoğu zaman akşam mesaisi yapıp resmi tatillerde
çalıştığını, bu çalışmalarının ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile
diğer bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde iş akdinin davacı
tarafından feshedildiğini, davacının son zamanlarda mesai saatleri içinde
herhangi bir işi olmamasına karşın izinsiz ve mazeretsiz olarak işyerinden
ayrıldığını, bu disiplinsiz davranışları nedeniyle yazılı savunmasının
istendiğini, 30.03.2007 ve 06.04.2007 tarihlerinde yapılan yazılı uyarıya rağmen
takip eden hafta yine izinsiz ve mazeretsiz işyerinden ayrıldığını, bunun
üzerine 18.04.2007 tarihinde yeniden savunmasının istendiğini, ancak davacının
savunma vermeden işyerini terk ettiğini ve bir daha dönmediğini, bu durumun
tutanakla kayıt altına alındığını, takip eden günlerde de davacının işe
gelmediğine dair tutanak tutulduğunu, bunun üzerine 26.04.2007 tarihinde İş
Kanunu 25/II-g maddesi gereğince işten çıkışının verildiğini, açılan davanın
yersiz olduğunu, davacının işyerine gelmemek suretiyle iş akdini feshetmiş
olduğundan müvekkili şirketin ihbar tazminatı hakkı elde ettiğini beyanla
davanın reddine, karşı dava olarak ihbar tazminatının davacı-karşı davalıdan
tahsilini istemiştir.
Mahkemece, işverence çalışanlara bu yönde herhangi bir ayrım gözetilmeksizin iş
akdinin feshinden aylar önce durumun ihtaren bildirildiği ve Cuma günleri
mesaiye riayet etmesi gerektiğinin yazı ile ihtar edildiği, taraflar arasında
düzenlenen 01.01.2005 tarihli iş sözleşmesinin özel şartlar başlığını taşıyan 6.
maddesinin 6.2 paragrafında düzenlendiği üzere işverenin mevzuat hükümleri
çerçevesinde işçinin haftalık kanuni çalışma saatlerini günlere taksim etmekte,
günlük işe başlama ve işin sona ermesi zamanlarını tanzim etmekte ve işin
gereğine göre işçilerin dinlenmesini nöbetleşe vermekte serbest olduğu, somut
olaya göre yasal çerçeveyi aşan herhangi bir kötüye kullanma durumu da söz
konusu bulunmadığı, bu nedenle davacının almış olduğu uyarılara karşın Cuma günü
mesai saati içinde ibadetini bahane ederek izinsiz işi terk etmesinin usul ve
yasaya aykırı olduğu, iş akdinin davacının devamsızlığı nedeniyle kendisi
tarafından sona erdirildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin
reddine, yıllık izin ücret talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Yüksek Mahkemeye göre; davacı dosya kapsamı çerçevesinde satın alma müdürüdür.
İşyerine kısa süreli giriş çıkış yapabilmektedir. Akdin feshine kadar bu
şekildeki uygulamanın devam ettiği görülmektedir. Öte yandan Cuma namazı
saatleri ile ilgili işyerinde namaz saatlerinde davacı işçiye izin verildiği ve
bunun 5 yılı aşkın bir süre devam ettiği, bir sorun yaşanmadığı, hatta öğlen
arasının yaz-kış saat uygulamasına göre düzenlenerek buna imkan tanındığı dosya
kapsamındaki taraf tanıklarının anlatımlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda,
davacı açısından bu tür çalışma şekli iş şartı haline gelmiştir. İşverenin bu
çalışma şeklini değiştirmesi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22.maddesine aykırıdır.
İşçi iş sözleşmesini iş şartlarındaki aleyhe değişikliği kabul etmeyerek
işyerini terk etmek sureti ile eylemli olarak feshetmiştir. Bu halde davacı
kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi
hatalıdır.
SERKAN ODAMAN / GÖZLEM
02.06.2012
02.06.2012
Yorum Gönder