Home » » Torba Yasa İle Getirilen Avantajlar ve Yapılan Haksızlıklar

Torba Yasa İle Getirilen Avantajlar ve Yapılan Haksızlıklar

Written By Muhasebe37 on 4 Kasım 2014 Salı | 12:38

I- GİRİŞ:

Bilindiği gibi, kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı Kanun, 11.09.2014 tarihli ve 29116 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

6552 sayılı Kanun ile Vergi İdaresinin ve SGK’nun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesi ile ilgili yapılan  bu düzenlemede, zamanında borcunu ödeyen mükelleflere ve işverenlere haksızlık yapıldığı, bu makalenin kosusu olacaktır.

II- Borcunu Zamanında Ödeyen İşverenlere Haksızlık Yapılmaktadır.

Torba Kanunla  yapılan ve “Af “ olarak nitelendirilen düzenlemede, işverenler arasında adil olmayan ve hakkaniyet ölçüleriyla bağdaşmayan ayrımcılık ve haksızlık yapılmıştır. Şöyle ki: 

Zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyen  veya “ nasıl olsa ileride bir af çıkacak” düşüncesiyle vergi ve sigorta borçlarını  ödemeyenlere büyük bir avantaj sağlanmışken, diger taraftan bütün imkanlarını zorlayarak, gerektiğinde işçisinin ücretini bile ödemeyerek veya bankalardan kredi kullanmak suretiyle zamanında vergisini ve sigorta prim borçlarını ödeyen mükelleflere ve işvrenlere ise, dezavantaj demiyeceğim ama, bariz bir haksızlık  yapılmıştırAdil ve adaletli olmayan bu uygulama, tüm maddi sıkıntılarına rağmen,  yasal yükümlülüklerini yerine getiren ve borçlarını zamanında ödeyen  işverenlerde, adeta bir pişmanlık, küskünlük ve taktir edilmeme  duygusunu yaratmış ve çalışma şevkini ve azmini  zedelemiştir.

Türkiye’de ortalama her üç yılda bir af kanunu çıkarmak, neredeyse bir gelenek ve teamül haline gelmiştir. Herzaman söylediğimiz gibi,  devletin alacağına bir af çıkarılacak ise, tüm yasal yümümlülüklerini yerine getiren, devlete olan borcunu ve işçisinin alacağını zamanında   ödeyen işverenlere de makul ölcüde taktir ve  teşvik edici bir avandaj sağlanmalıdır.

Örnek olarak: “Zamanında vergisini ve sigorta primini ödeyen ve işçisine ücretini ödeyen işverenlere, bir yıl boyunca ödeyecekleri vergi ve sigorta primlerinden, % 10  oranında indirim yapılacaktır.” şeklinde yapılacak bir düzenleme, vergi, sigorta borçlarını ve işçisinin ücretlerini zamanında ödeyen  işverenleri  hem onurlandıracak, hem taltif  ederek mutive edecek ve özendirecektir. 

III- Bir İşte Çalışmayanlardan Zorunlu GSS Priminin Alınması Hukuka Aykırıdır.

Bilindiği gibi SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Kanunlarına tabi olanları tek çatı altında birleştiren, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 01.01.2012 tarihinden itibaren Türkiye’de ikamet eden  herkesi kapsayacak şekilde ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortası uygulaması getirilmiştir

Herhangi bir işte çalışmayan ve sigortalı olmak istediğine dair bir talebi bulunmayan bir kişinin, ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortalısı sayılması ve iradesi dışında sigorta primi alınması, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasaya aykırı bir uygulama olup, bunun mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.

IV- Genel Sağlık Sigortası Primi Borçları da Yapılandırma Kapsamındadır.

Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayanlar, sigortalılığı sona eren ve sağlık yardımlarının alınabildiği bekleme süreleri içerisinde sigortalı bir işe girmemiş olanlar, lise ve yüksek öğrenimini tamamlamış olan erkekler, anne yada babaları üzerinden sağlık yardımı alma hakkı bulunmayan kadınlar, kısmi süreli iş sözleşmesi ile ay içinde 30 günden az çalışması olanların, (5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında) zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası primi borçları da yapılandırma kapsamın olup, bu borçlarını peşin veya ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitler halinde  ödeme imkanı bulunmaktadır. Buna göre ;

2014 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ait
olan 5510 sayılı Kanunun 60/ (g) bendi kapsamında) zorunlu genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası prim borcu bulunanların  en geç 30.04.2015  tarihine kadar, (Ek:10) başvuru formunu doldurmak suretiyle elden veya posta yoluyla ikametgahlarının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne veya sosyal güvenlik merkezi müdürlüğüne başvuruda bulunmaları gerekmektedir.

V- Zorunlu Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Olup Gelir Testini Yaptırmayanlar.

5510 sayılı Kanunun 60/g bendi kapsamında zorunlu genel sağlık sigortalısı bulunduğu halde, gelir testini yaptırmadıkları için 01.01.2012 tarihinden bugüne kadar kendileri adına her ay en yüksek gelir düzeyinden genel sağlık sigortası prim borcu re’sen  tahakkuk  ettirilmiş olanların, en geç 31.03.2015 tarihine kadar, bulundukları yerdeki   kaymakamlıklarda bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurarak gelir testini yaptırmaları gerekmektedir. Yapılacak gelir testi sonucunda tespit edilecek gelir durumuna göre  önceden  en yüksek gelir seviyesinden re’sen tahakkuk ettirilmiş olan  prim borcunun tamamının  silinmesi veya büyük oranda düşmesi mümkün olabilecektir.

Zorunlu genel sağlık sigortası prim borcu bulnanların veya gelir testi yaptırmadıkları için en yüksek gelir düzeyine göre re’sen genel sağlık sigortası prim borcu tahakkuk  ettirilmiş olanların, bu avantajlı durumdan mutlaka faydalanmalarında kendileri için büyük yarar vardır. 

VI- Sonuç :

Kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun ile  Vergi İdaresinin ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak, gecikme cezası ve gecikme zammı kaldırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesi ile ilgili yapılan  düzenlemede, biri doğru ve olumlu olan, diğeri ise yanlış ve olumsuz  olan iki ayrı uygulama  ortaya çıkmıştır. Şöyle ki:

1. Doğru ve olumlu olan:  Ekonomik açıdan gerçekten zor durumda oldukları için zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyenler için gecikme cezası ve gecikme zammı  kaldırılarak borçların yapılandırlması ile ilgili düzenlemedir.
2. Yanlış ve olumsuz olan: Ekonomik açıdan zor durumda oldukları halde, bütün imkanlarını zorlayarak bazen eşten dostan borç alarak veya bankalardan kredi kullanmak suretiyle zamanında vergisini ve sigorta prim borçlarını ödeyerek yasal sorumluluklarını yerine getiren mükelleflere ve işverenlere, teşfik edici, özendirci hiçbir avantajın getirilmemiş olmasıdır. Bu da, büyük bir haksızlık ve adaletsizlik örneğini oluşturmaktadır. 

Ahmet AĞAR
Sosyal Güvenlik Müşaviri
                          

Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
Share this article :

Yorum Gönder

Facebook -

Twitter -