I- GİRİŞ:
Bilindiği gibi, kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı Kanun, 11.09.2014 tarihli ve 29116 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6552 sayılı Kanun ile Vergi İdaresinin ve SGK’nun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesi ile ilgili yapılan bu düzenlemede, zamanında borcunu ödeyen mükelleflere ve işverenlere haksızlık yapıldığı, bu makalenin kosusu olacaktır.
II- Borcunu Zamanında Ödeyen İşverenlere Haksızlık Yapılmaktadır.
Torba Kanunla yapılan ve “Af “ olarak nitelendirilen düzenlemede, işverenler arasında adil olmayan ve hakkaniyet ölçüleriyla bağdaşmayan ayrımcılık ve haksızlık yapılmıştır. Şöyle ki:
Zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyen veya “ nasıl olsa ileride bir af çıkacak” düşüncesiyle vergi ve sigorta borçlarını ödemeyenlere büyük bir avantaj sağlanmışken, diger taraftan bütün imkanlarını zorlayarak, gerektiğinde işçisinin ücretini bile ödemeyerek veya bankalardan kredi kullanmak suretiyle zamanında vergisini ve sigorta prim borçlarını ödeyen mükelleflere ve işvrenlere ise, dezavantaj demiyeceğim ama, bariz bir haksızlık yapılmıştır. Adil ve adaletli olmayan bu uygulama, tüm maddi sıkıntılarına rağmen, yasal yükümlülüklerini yerine getiren ve borçlarını zamanında ödeyen işverenlerde, adeta bir pişmanlık, küskünlük ve taktir edilmeme duygusunu yaratmış ve çalışma şevkini ve azmini zedelemiştir.
Türkiye’de ortalama her üç yılda bir af kanunu çıkarmak, neredeyse bir gelenek ve teamül haline gelmiştir. Herzaman söylediğimiz gibi, devletin alacağına bir af çıkarılacak ise, tüm yasal yümümlülüklerini yerine getiren, devlete olan borcunu ve işçisinin alacağını zamanında ödeyen işverenlere de makul ölcüde taktir ve teşvik edici bir avandaj sağlanmalıdır.
Örnek olarak: “Zamanında vergisini ve sigorta primini ödeyen ve işçisine ücretini ödeyen işverenlere, bir yıl boyunca ödeyecekleri vergi ve sigorta primlerinden, % 10 oranında indirim yapılacaktır.” şeklinde yapılacak bir düzenleme, vergi, sigorta borçlarını ve işçisinin ücretlerini zamanında ödeyen işverenleri hem onurlandıracak, hem taltif ederek mutive edecek ve özendirecektir.
III- Bir İşte Çalışmayanlardan Zorunlu GSS Priminin Alınması Hukuka Aykırıdır.
Bilindiği gibi SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Kanunlarına tabi olanları tek çatı altında birleştiren, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 01.01.2012 tarihinden itibaren Türkiye’de ikamet eden herkesi kapsayacak şekilde ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortası uygulaması getirilmiştir
Herhangi bir işte çalışmayan ve sigortalı olmak istediğine dair bir talebi bulunmayan bir kişinin, ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortalısı sayılması ve iradesi dışında sigorta primi alınması, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasaya aykırı bir uygulama olup, bunun mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.
IV- Genel Sağlık Sigortası Primi Borçları da Yapılandırma Kapsamındadır.
Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayanlar, sigortalılığı sona eren ve sağlık yardımlarının alınabildiği bekleme süreleri içerisinde sigortalı bir işe girmemiş olanlar, lise ve yüksek öğrenimini tamamlamış olan erkekler, anne yada babaları üzerinden sağlık yardımı alma hakkı bulunmayan kadınlar, kısmi süreli iş sözleşmesi ile ay içinde 30 günden az çalışması olanların, (5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında) zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası primi borçları da yapılandırma kapsamın olup, bu borçlarını peşin veya ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitler halinde ödeme imkanı bulunmaktadır. Buna göre ;
2014 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ait olan 5510 sayılı Kanunun 60/ (g) bendi kapsamında) zorunlu genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası prim borcu bulunanların en geç 30.04.2015 tarihine kadar, (Ek:10) başvuru formunu doldurmak suretiyle elden veya posta yoluyla ikametgahlarının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne veya sosyal güvenlik merkezi müdürlüğüne başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
V- Zorunlu Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Olup Gelir Testini Yaptırmayanlar.
5510 sayılı Kanunun 60/g bendi kapsamında zorunlu genel sağlık sigortalısı bulunduğu halde, gelir testini yaptırmadıkları için 01.01.2012 tarihinden bugüne kadar kendileri adına her ay en yüksek gelir düzeyinden genel sağlık sigortası prim borcu re’sen tahakkuk ettirilmiş olanların, en geç 31.03.2015 tarihine kadar, bulundukları yerdeki kaymakamlıklarda bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurarak gelir testini yaptırmaları gerekmektedir. Yapılacak gelir testi sonucunda tespit edilecek gelir durumuna göre önceden en yüksek gelir seviyesinden re’sen tahakkuk ettirilmiş olan prim borcunun tamamının silinmesi veya büyük oranda düşmesi mümkün olabilecektir.
Zorunlu genel sağlık sigortası prim borcu bulnanların veya gelir testi yaptırmadıkları için en yüksek gelir düzeyine göre re’sen genel sağlık sigortası prim borcu tahakkuk ettirilmiş olanların, bu avantajlı durumdan mutlaka faydalanmalarında kendileri için büyük yarar vardır.
VI- Sonuç :
Bilindiği gibi, kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı Kanun, 11.09.2014 tarihli ve 29116 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6552 sayılı Kanun ile Vergi İdaresinin ve SGK’nun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesi ile ilgili yapılan bu düzenlemede, zamanında borcunu ödeyen mükelleflere ve işverenlere haksızlık yapıldığı, bu makalenin kosusu olacaktır.
II- Borcunu Zamanında Ödeyen İşverenlere Haksızlık Yapılmaktadır.
Torba Kanunla yapılan ve “Af “ olarak nitelendirilen düzenlemede, işverenler arasında adil olmayan ve hakkaniyet ölçüleriyla bağdaşmayan ayrımcılık ve haksızlık yapılmıştır. Şöyle ki:
Zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyen veya “ nasıl olsa ileride bir af çıkacak” düşüncesiyle vergi ve sigorta borçlarını ödemeyenlere büyük bir avantaj sağlanmışken, diger taraftan bütün imkanlarını zorlayarak, gerektiğinde işçisinin ücretini bile ödemeyerek veya bankalardan kredi kullanmak suretiyle zamanında vergisini ve sigorta prim borçlarını ödeyen mükelleflere ve işvrenlere ise, dezavantaj demiyeceğim ama, bariz bir haksızlık yapılmıştır. Adil ve adaletli olmayan bu uygulama, tüm maddi sıkıntılarına rağmen, yasal yükümlülüklerini yerine getiren ve borçlarını zamanında ödeyen işverenlerde, adeta bir pişmanlık, küskünlük ve taktir edilmeme duygusunu yaratmış ve çalışma şevkini ve azmini zedelemiştir.
Türkiye’de ortalama her üç yılda bir af kanunu çıkarmak, neredeyse bir gelenek ve teamül haline gelmiştir. Herzaman söylediğimiz gibi, devletin alacağına bir af çıkarılacak ise, tüm yasal yümümlülüklerini yerine getiren, devlete olan borcunu ve işçisinin alacağını zamanında ödeyen işverenlere de makul ölcüde taktir ve teşvik edici bir avandaj sağlanmalıdır.
Örnek olarak: “Zamanında vergisini ve sigorta primini ödeyen ve işçisine ücretini ödeyen işverenlere, bir yıl boyunca ödeyecekleri vergi ve sigorta primlerinden, % 10 oranında indirim yapılacaktır.” şeklinde yapılacak bir düzenleme, vergi, sigorta borçlarını ve işçisinin ücretlerini zamanında ödeyen işverenleri hem onurlandıracak, hem taltif ederek mutive edecek ve özendirecektir.
III- Bir İşte Çalışmayanlardan Zorunlu GSS Priminin Alınması Hukuka Aykırıdır.
Bilindiği gibi SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Kanunlarına tabi olanları tek çatı altında birleştiren, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 01.01.2012 tarihinden itibaren Türkiye’de ikamet eden herkesi kapsayacak şekilde ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortası uygulaması getirilmiştir
Herhangi bir işte çalışmayan ve sigortalı olmak istediğine dair bir talebi bulunmayan bir kişinin, ZORUNLU olarak Genel Sağlık Sigortalısı sayılması ve iradesi dışında sigorta primi alınması, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasaya aykırı bir uygulama olup, bunun mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.
IV- Genel Sağlık Sigortası Primi Borçları da Yapılandırma Kapsamındadır.
Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayanlar, sigortalılığı sona eren ve sağlık yardımlarının alınabildiği bekleme süreleri içerisinde sigortalı bir işe girmemiş olanlar, lise ve yüksek öğrenimini tamamlamış olan erkekler, anne yada babaları üzerinden sağlık yardımı alma hakkı bulunmayan kadınlar, kısmi süreli iş sözleşmesi ile ay içinde 30 günden az çalışması olanların, (5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında) zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası primi borçları da yapılandırma kapsamın olup, bu borçlarını peşin veya ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitler halinde ödeme imkanı bulunmaktadır. Buna göre ;
2014 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ait olan 5510 sayılı Kanunun 60/ (g) bendi kapsamında) zorunlu genel sağlık sigortalısı olmaları nedeniyle, genel sağlık sigortası prim borcu bulunanların en geç 30.04.2015 tarihine kadar, (Ek:10) başvuru formunu doldurmak suretiyle elden veya posta yoluyla ikametgahlarının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne veya sosyal güvenlik merkezi müdürlüğüne başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
V- Zorunlu Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Olup Gelir Testini Yaptırmayanlar.
5510 sayılı Kanunun 60/g bendi kapsamında zorunlu genel sağlık sigortalısı bulunduğu halde, gelir testini yaptırmadıkları için 01.01.2012 tarihinden bugüne kadar kendileri adına her ay en yüksek gelir düzeyinden genel sağlık sigortası prim borcu re’sen tahakkuk ettirilmiş olanların, en geç 31.03.2015 tarihine kadar, bulundukları yerdeki kaymakamlıklarda bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurarak gelir testini yaptırmaları gerekmektedir. Yapılacak gelir testi sonucunda tespit edilecek gelir durumuna göre önceden en yüksek gelir seviyesinden re’sen tahakkuk ettirilmiş olan prim borcunun tamamının silinmesi veya büyük oranda düşmesi mümkün olabilecektir.
Zorunlu genel sağlık sigortası prim borcu bulnanların veya gelir testi yaptırmadıkları için en yüksek gelir düzeyine göre re’sen genel sağlık sigortası prim borcu tahakkuk ettirilmiş olanların, bu avantajlı durumdan mutlaka faydalanmalarında kendileri için büyük yarar vardır.
VI- Sonuç :
Kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun ile Vergi İdaresinin ve Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak, gecikme cezası ve
gecikme zammı kaldırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesi ile ilgili
yapılan düzenlemede, biri doğru ve olumlu olan, diğeri ise yanlış ve olumsuz
olan iki ayrı uygulama ortaya çıkmıştır. Şöyle ki:
1. Doğru ve olumlu olan: Ekonomik açıdan gerçekten zor durumda oldukları için zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyenler için gecikme cezası ve gecikme zammı kaldırılarak borçların yapılandırlması ile ilgili düzenlemedir.
1. Doğru ve olumlu olan: Ekonomik açıdan gerçekten zor durumda oldukları için zamanında vergi ve sigorta prim borçlarını ödeyemeyenler için gecikme cezası ve gecikme zammı kaldırılarak borçların yapılandırlması ile ilgili düzenlemedir.
2. Yanlış ve olumsuz olan: Ekonomik
açıdan zor durumda oldukları halde, bütün imkanlarını zorlayarak bazen eşten
dostan borç alarak veya bankalardan kredi kullanmak suretiyle zamanında
vergisini ve sigorta prim borçlarını ödeyerek yasal sorumluluklarını yerine
getiren mükelleflere ve işverenlere, teşfik edici, özendirci hiçbir avantajın
getirilmemiş olmasıdır. Bu da, büyük bir haksızlık ve adaletsizlik örneğini
oluşturmaktadır.
Ahmet AĞAR
Sosyal Güvenlik Müşaviri
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
Sosyal Güvenlik Müşaviri
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
Yorum Gönder