I- GİRİŞ
6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu(1), 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe
girmiş bulunmaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu, çalışma hayatının
tarafları olan işçi ve işverenler açısından birçok değişiklik ve
yenilikleri beraberinde getirmiştir.
4857 İş Kanunu’nun(2) 6. maddesinin beşinci fıkrasında, “Devreden
veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir
bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için
haklı sebep oluşturamaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik veya
teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli
kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal
fesih hakları saklıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinde, “(1)
Tam veya kısmi bölünmede, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi
itiraz etmediği takdirde, devir günü kadar bu sözleşmelerden doğan bütün
hak ve borçlarla devralana geçer. (2) İşçi itiraz ederse, hizmet
sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresi sonunda sona erer; devralan ve
içi o tarihe kadar sözleşmeyi yerine getirmekle yükümlüdür.” hükmü öngörülmüştür.
Görüldüğü
üzere İş Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrasında işyeri devrinin
işçi için haklı fesih sebebi oluşturmadığı belirtilmiş iken, Türk
Ticaret Kanunu’na göre tam veya kısmi bölünmelerde işçiler ile yapılan
hizmet sözleşmeleri, işçinin itiraz etmemesi durumunda devralana
geçebilecektir.
İşte
bu yazımızın konusu TTK’nın uygulanacağı işyerlerinin devri halinde
devrin işçi için haklı fesih sebebi oluşturup oluşturmayacağı olacaktır.
II- İŞYERİNİN DEVRİ VE İŞÇİNİN İTİRAZ HAKKI
İşyeri devri işyerinin tamamının ya da bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak
başka birine devri olup; işveren değişikliğine yol açan nedenlerden
biridir. İşyerinin tamamı ya da bir bölümü üzerindeki hakların, herhangi
bir nedenle, iş sözleşmesinin tarafı olan işverenden başka bir işverene
geçmesi ve işyerinin bu ikinci işverenin, yönetiminde faaliyetini
sürdürmesi halinde işveren değişikliğinden söz edilebilir. Bu tanımdan
işveren değişikliğine ilişkin, üç unsur ortaya çıkmaktadır. Bunlar asıl
işverenin, işyeri üzerindeki yönetim yetkisini, başka bir işveren lehine
yitirmesi dolayısıyla iş sözleşmesinin tarafı olma sıfatının ortadan
kalkması, işveren değişikliğine ilişkin nedenin önemli olması ve işveren
değişmesine rağmen, işyeri faaliyetlerinin varlığını korumasıdır(3).
İş
Kanunu’nun 6. maddesinde işyeri devrinin esasları ve sonuçları
düzenlenmiştir. İş Kanunu’nun 6. maddesinin uygulama alanı sadece cüz’i
halefiyet sonucunu doğuran bir hukuki işlemin, örneğin satış veya kira
akdinin sonucu olarak işyeri devri ile sınırlı değildir. Birleşme ve
bölünme yanında tür değiştirme ile de işyeri devri gerçekleşir ve işçiyi
koruyan İş Kanunu’nun 6. maddesi hükmünün uygulanması gerekir. Buna
uygun olarak İş Kanunu’nun 6. maddesi ile birleşme bölünme veya tür
değiştirme yolu ile işyeri devrinin sonuçları da düzenlenmektedir(4).
Diğer
taraftan birleşme ve bölünme halinde işçilerin korunması konusunda Türk
Ticaret Kanunu’nun 158 ve 190. maddelerinde Türk Ticaret Kanunu’nun
178. maddesine atıf yapılmaktadır. Yapılan atıflar sayesinde Türk
Ticaret Kanunu’nun 178. madde hükmü, her türlü birleşme, bölünme ve tür
değiştirme işlemlerinin iş ilişkilerini düzenleyen temel hükmü
olmaktadır(5).
İş
Kanunu’nun 6. maddesi hükmünde, işyeri devrinde işçiye itiraz hakkı
tanınmamış ve işyeri devrinin işçi için haklı fesih sebebi oluşturmadığı
belirtilmiştir. Ayrıca devreden veya devralan işverenin ekonomik veya
teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli
kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal
fesih hakları saklı tutulmuştur.
Hükmün
mefhumu muhalifinden hareket edecek olursak işyerinin devri söz konusu
olduğunda, işçi itiraz eder ve işten ayrılır ise, bu durum işçi
açısından haklı fesih nedeni olmayacaktır.
Türk
Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinde ise açıkça, tam veya kısmi
bölünmede, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği
takdirde, devir günü kadar bu sözleşmelerden doğan bütün hak ve
borçlarla devralana geçecektir.
Burada
dikkat çeken husus işçinin itiraz hakkının hizmet akdinin devrine
olmasıdır. İşçi hizmet akdinin devrinden başka işyeri devrine itiraz
edemeyecek itiraz etse bile devri etkilemeyecektir.
Diğer
bir hususta yukarıda açıklandığı üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 158 ve
159. maddeleri ile 178. maddeye yapılan atıflar sonucunda işyeri
devirlerinin kapsamının Türk Ticaret Kanunu’nun uygulanacağı
işyerlerinin birleşme bölünme veya tür değiştirme yolu ile devirlerine
olmasıdır.
III- TÜRK TİCARET KANUNU’NUN 178. MADDESİNİN İŞ KANUNU’NUN 6. MADDESİ KARŞISINDA ÖNCELİĞİ
Türk
Ticaret Kanunu’nun uygulandığı işyerlerinin birleşme, bölünme veya tür
değiştirme yoluyla devirlerinde birbiri ile çelişen iki farklı kanun
hükmü yürürlülükte bulunmaktadır. Bu durumda hangi kanunun uygulanması
gerektiği tartışma konusu olmuştur.
Bilindiği
gibi kanunlarda birbiri ile çatışan iki hüküm bulunması halinde
bunlardan hangisinin uygulanacağı yönünde, üst kanunun önceliği, yeni
tarihli kanunun eskiye göre önceliği, özel kanun/genel kanun ilişkisi
gibi, çeşitli ilkeler bulunmaktadır.
Kanunların
çatıştığı noktada bazı durumlarda yasa koyucunun iradesine de
bakılmaktadır ki yasa koyucunun iradesi karşısında Türk Ticaret
Kanunu’nun 178. maddesi İş Kanunu’nun 6. maddesi karşısında özel
hükmüdür ve öncelikle uygulanacaktır. Türk Ticaret Kanunu’nun 178.
maddesi ile İş Kanunu’nun 6. maddesi hükümlerinin çatıştığı noktalarda
Türk Ticaret Kanunu’nun 178. maddesi hükümleri uygulanacak, sadece Türk
Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinde düzenlenmeyen hususlarda İş
Kanunu’nun 6. maddesine başvurulacaktır(6).
Bununla
birlikte Türk Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinin uygulama alanı dar
olup sadece şirketlerin birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi
durumlarında uygulanacak, bunların dışındaki tüm işyeri devirlerinde
sözleşmesel (satış, kira gibi) işlemler ile işyeri devrinde İş Kanunu
tek başına geçerliliğini koruyacaktır(7).
IV- SONUÇ
Türk
Ticaret Kanunu’nun 178. maddesinin, İş Kanunu’nun 6. maddesi karşında
yukarıda açıklanan sebepler dolayısıyla önceliği bulunduğundan,
01.07.2012 tarihinden itibaren Türk Ticaret Kanunu’nun uygulanacağı
işyerlerinin birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi yoluyla devri söz
konusu olduğunda, işçi hizmet akdinin devrine itiraz ederse, Türk
Ticaret Kanunu’nun, “işçi itiraz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresi sonunda sona erer.”
hükmüne istinaden iş akdi, İş Kanunu’nun 17. maddesi ile düzenlenen
yasal bildirim süresi sonunda yani iş akdinin devamı süresinde artan 2
ila 8 haftalık süre sonunda kanaatimizce sona erecek ve bu durumda işçi
için haklı fesih nedeni oluşturabilecektir.
* Karabük Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Denetmeni
(●)
Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup, görev yaptığı Kurum’u
bağlamaz, yazarın görev yaptığı Kurum’un görüşü olarak kullanılmaz ve
değerlendirilmez.
(1) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) Vildan ŞİMŞEK, “İşyeri Devri”, http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1108.htm, (Erişim: 03.09.2012).
(4)
Mustafa ALP, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Bölünme, Birleşme ve Tür
Değiştirmenin İş İlişkilerine Etkisi (TTK 178; 158; 190)”,
http://calismatoplum.org/sayi32/alp.pdf, (Erişim: 03.09.2012)
(5) ALP, agm.
(6) ALP, agm.
(7) ALP, agm.
Kaynak: http://bit.ly/UD8pr5
Kaynak: http://bit.ly/UD8pr5
Yorum Gönder