Çalışma hayatında çoğu vatandaşımızın asgarî ücretle veya buna yakın ücretlerle özel sektörde çalıştıkları hepimizin malûmudur.
Bu durumda olan kişiler, ev veya araç kredisi almak için asıl olarak ve gerçekten aldıkları ücretten daha yüksek miktarları içeren ücret bordroları düzenletmektedirler. Çünkü, bankalar tarafından kredi başvurusunda bulunan kişilerden belli bir gelir düzeyine sahip olunması istenilmektedir. Uygulamada bir çok kişi ise, bankalar tarafından istenilen ve bir kereye mahsus olan bu şartı, tanıdıkları bir muhasebeci ve işverenle anlaşıp gerçek dışı yüksek miktarlı ücret bordrolarıyla yerine getirmektedirler.
.
Muhasebeciler ve işverenler genellikle bu yüksek miktarlı ücret bordrolarını kendi işyeri kayıtlarına (yevmiye defteri, defter-i kebir vb.) işlememektedirler. Bu durumda gerçekte olmayan ve yasal deftere işlenmeyen kayıt dışı ve sahte bir bordro ortaya çıkmaktadır. İşte, yalnızca bankalardan kredi almak için gerçek ücret düzeyinin üzerinde düzenlenen ücret bordroları sahtedir. Bu sahteliğin sorumlusu ise, işveren, muhasebeci ve kredi talebinde bulunan vatandaştır. Bu tür usûlsüzlükler, Cumhuriyet Savcılıkları’na suç duyurusunda bulunularak ve SGK’ya bildirilerek önlenebilir.
Muhasebeciler ve işverenler genellikle bu yüksek miktarlı ücret bordrolarını kendi işyeri kayıtlarına (yevmiye defteri, defter-i kebir vb.) işlememektedirler. Bu durumda gerçekte olmayan ve yasal deftere işlenmeyen kayıt dışı ve sahte bir bordro ortaya çıkmaktadır. İşte, yalnızca bankalardan kredi almak için gerçek ücret düzeyinin üzerinde düzenlenen ücret bordroları sahtedir. Bu sahteliğin sorumlusu ise, işveren, muhasebeci ve kredi talebinde bulunan vatandaştır. Bu tür usûlsüzlükler, Cumhuriyet Savcılıkları’na suç duyurusunda bulunularak ve SGK’ya bildirilerek önlenebilir.
.
Eğer böyle bir usûlsüzlük SGK’ya bildirilirse, SGK tarafından bahse konu bordro görülmek şartı ile, işverene ek prim hizmet belgesi istenmesi, idarî para cezası, yasal defter ve belge geçersizliği cezası, işyeri aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde verilmemiş olması idarî para cezası verilir ve ayrıca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur.
Eğer böyle bir usûlsüzlük SGK’ya bildirilirse, SGK tarafından bahse konu bordro görülmek şartı ile, işverene ek prim hizmet belgesi istenmesi, idarî para cezası, yasal defter ve belge geçersizliği cezası, işyeri aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde verilmemiş olması idarî para cezası verilir ve ayrıca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur.
.
Bir de bazı durumlarda, kişi hiç o işyerinde çalışmamasına rağmen, tanıdığı bir kişiye ait işyerinden ücret bordrosu düzenletmektedir. Bu şekilde düzenlenen bordrolar ileride başını yakabilir. Çünkü, kişi söz konusu ücret bordrosuyla o gün için o işyerinde çalıştığını kanıtlayıp kendisini sigortalı saydırabilir. Gerçek ücretin üzerinde sadece banka kredisi almak amaçlı düzenlenen ücret bordroları, kişilerin o işyerinde gerçek ücretlerini ortaya koymak amaçlı delil olarak kullanılamaz. Yargıtay’ın bu konuda çok sayıda kararları bulunmaktadır.
Bir de bazı durumlarda, kişi hiç o işyerinde çalışmamasına rağmen, tanıdığı bir kişiye ait işyerinden ücret bordrosu düzenletmektedir. Bu şekilde düzenlenen bordrolar ileride başını yakabilir. Çünkü, kişi söz konusu ücret bordrosuyla o gün için o işyerinde çalıştığını kanıtlayıp kendisini sigortalı saydırabilir. Gerçek ücretin üzerinde sadece banka kredisi almak amaçlı düzenlenen ücret bordroları, kişilerin o işyerinde gerçek ücretlerini ortaya koymak amaçlı delil olarak kullanılamaz. Yargıtay’ın bu konuda çok sayıda kararları bulunmaktadır.
Okur sorusuna cevap
SORU : 1969 doğumluyum. 1988 yılında sigorta kaydım ve 100 günlük prim ödemem var. 1988 yılından 2000 yılına kadar babamın yanında sigortasız olarak çalıştım. 1997 yılında sigorta müfettişlerinin denetimi sırasında tutanak tutularak sigortasız çalıştığım için ceza kesildi. 2000 yılına kadar da yine sigortasız çalıştım. 2000 yılından bu yana memur olarak çalışmaktayım. İş Mahkemesinde sigortasız çalıştığım yılları saydırmak için dâvâ açmayı düşünüyorum. Şansımız nedir? Ahmet ÜNLÜ / Samsun
CEVAP : 5510 sayılı kanunun 86 ncı maddesinde; “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tesbit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” Hükümleri bulunmaktadır. Kanun metnindeki bu hükümlerden dolayı, hizmetlerinizin geçtiği yıldan günümüze kadar beş yıllık süre dolmuş durumdadır. Bu nedenle dâvâ açtığınız takdirde mahkeme tarafından kuvvetle muhtemel zamanaşımından dolayı reddedilir. Ancak, söz konusu sigortasız çalışma durumunuzu yeni öğrendiğiniz iddiasıyla dâvâ açarsanız bazı iş mahkemeleri söz konusu zamanaşımı hususunu göz önünde bulundurmadan dâvânıza bakmaktadırlar. Dâvâya bakılma süreci başlayınca elinizdeki tutanak ve bordrolu şahitler vasıtasıyla çalışmalarınızı ispatlarsanız yüzde 90 dâvâ lehinize sonuçlanır.
Sorularınız için e-posta:sosyalguvenlik@yeniasya.com.tr
ahmetarican34@gmail.com
ahmetarican34@gmail.com
Ahmet ARICAN
Yorum Gönder